7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
929
Okunma

Zaman mı çok hızlı geçiyor, bugünlerde ben çok yoğun işlerim olduğu için mi bilemiyorum, şu uzun yaz günlerinde bile, yaşamaya yetişemiyorum. Bir bakıyorum akşam bir bakıyorum sabah.
Çocukluğumuzda yaz günleri dedemin Kumburgaz’daki oldukça büyük meyve bahçesi olan yazlığında, sabahtan akşama yüzerdik, gezip tozardık, dayımlarla balığa çıkardık, yine de gün bize bitip tükenmezdi. Rahmetli anneannem anneme, şimdi benim yakındığım gibi yakınırdı,
günler ne çabuk geçiyor diye.
Artık iyice anladım ki, zaman çocukken, bazı sorumluluklarımız yokken insana yeterince uzun geliyor.
Kaç günler geçti, sevdiğim deniz kokusunu içime çekemedim, vapurla en son büyük oğlum Almanya’dan geldiğinde, kendimize bir ikram olarak, Üsküdar’a geçmiştik. Nerdeyse bir ay olacak…
En büyük zevklerimden biri, boğaz turu vapuruyla, kavaklara kısa da olsa bir yolculuk yapıp, denizin iyotlu kokusunu içime doya doya çekmek. Adalar vapuruyla Büyükada ya da Kınalı’ya gitmek, denizin maviliğini sindirerek yaşamak, hiç olmadı aklıma estikçe yaptığım gibi Turyol vapurlarıyla karşı yakaya bir çay içmeye geçmek gibi. Bu yaz ona da fırsat bulamadım.
İlkbahar’da Fethi Paşa korusundaki erguvanların açışını, iğde çiçekleriyle ıhlamurların kokusunu, Emirgan’da o rengarenk laleleri, Gülhane parkında set üstünde kız kulesine karşı çay içmeyi, Ortaköy’de balık tutanları seyretmeyi, Yıldız parkının o huzur veren ulu ağaçlarının altında dolaşmayı, ben bu sene İstanbul’umun ne çok güzelliklerini yaşamayı kaçırmışım, düşününce.
İnsan, içinde yaşadığı şehri de özlermiş demek ki!
Ben bu sene ne çok güzellikleri kaçırmışım meğer ki!
Ben farketmeden, güzel İstanbul’umu ne kadar da çok özlemişim!
Çocuklarımız küçükken bazı şeyler daha kolaymış. Onlar büyüyüp ev bark sahibi olunca, sorumluluklarımız, düşüneceklerimiz daha da artıyormuş.
Rahmetli anneannem yine haklı çıktı, çocuklarımı büyütürken, yaramazlık yaptıkları zaman, “kızım üzülme bunlar en iyi zamanların, hepsi etrafında, büyüdükçe dertleri artacak görürsün” derdi.
Ne kadar haklıymış, aile kalabalıklaştıkça, düşünceler daha da artıyormuş.
Neyse canları sağ olsun, Rabbim hepimize çocuklarımızın hep, iyi, sağlıklı, mutlu günlerini göstersin.
Ben özlemlerimi, inşallah gelecek ilkbahara ertelemeye razıyım.
Yine de ilk fırsat bulduğumda bir vapur keyfi yapıp, martılara simit atmayı hayal edebilirim.