Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
RABİA TUNÇ
RABİA TUNÇ

"KENDİNİ BİLMEYEN İNSAN HİÇ BİR ŞEYDE BAŞARILI OLAMAZ. O YÜZDEN KENDİMİZİ BİLMELİYİZ ve SORGULAMALIYIZ!"

Yorum

"KENDİNİ BİLMEYEN İNSAN HİÇ BİR ŞEYDE BAŞARILI OLAMAZ. O YÜZDEN KENDİMİZİ BİLMELİYİZ ve SORGULAMALIYIZ!"

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2278

Okunma

"KENDİNİ BİLMEYEN İNSAN HİÇ BİR ŞEYDE BAŞARILI OLAMAZ. O YÜZDEN KENDİMİZİ BİLMELİYİZ ve SORGULAMALIYIZ!"



Kendim hakkımda fazla bilgi sahibi olmadığımı söyleyerek başlıyacağım. Kendimi, beni, neden, niçin yaratıldığımı ve bu evrende neyi teşkil ettiğimi tam olarak bilmiyorum.Çünkü şu güne kadar bu soruları kendime sık sık sorduğum halde daha fazlası gerçekleşmedi .

’’Her insanın içinde keşfedilmeyi bekleyen farklı hazineler gizlidir.’’ sözünden yola çıkmak istiyorum; demek ki insan deyip geçtiğimiz varlık o kadarda basit bir şey değil ve içerisinde gizli hazineler saklıyor işte ben bu hazineleri ortaya çıkartmak istiyorum ve bu sayede öğrenmek istediğim şeyleri ilgilerimin doğrultusun da yapa bileceğime inanıyorum.

Kendimi dünyada bir varlık olarak gördüğüm zaman benim dünyaya geliş amacımın Allah’a kulluk etmek olduğunu düşünüyorum. Ama neden Allah’ın kendine kulluk etmemizi istiyor bir türlü anlayamıyorum. Sonuçta Allah’ın bizim kulluğumuza ihtiyacı olmadığını hepimiz biliyoruz…

Ben kendimde bazı yanlarımı eksik görüyorum, başta sorgulama. Her şeyi sorgulamadan direk olarak kabul ediyorum ama bu benim öğrenmemi gerçekleştirmiyor ama eğer bana verilen bilgiyi sorgulayıp onun neden böyle olduğunu anlarsam işte o zaman öğrenmiş oluyorum. Mesela bir evrenimizin var olduğunu söylüyorlar ve ben bunu hiç itirazsız kabul ediyorum ama şöyle bir düşündüğüm zaman neden farklı evrenler de olmasın diyorum. Ama ben daha bu soru üzerinde düşünürken bilim adamları bir de görünmeyen dünyalar olduğundan bahsettiler. Birinin adına Meleküt Dünyası (melekler ve görünmeyen varlıkların yaşadığı dünya) diğerinin ise Berzah Dünyası (görünmeyen Meleküt Dünyasından bizim yaşadığımız evrene geçerken geçiş evreni) olduğunu söylediler. Ben bu konunun üzerinde baya bi ve şu karara vardım düşündüm acaba ruhumuz içimizde değil kendi dünyasında yaşıyor ve bizi oradan yönetiyor ve Allah ruhumuza o insanla ilişkini kes deyince bizim kendi deyimimizle tabir ettiğimiz ölüm mü gerçekleşiyor? Ben insanların görünmeyen dünya ya gidebildiklerini düşünüyorum çünkü: ölü insanların görünmeyen dünyada yaşadıklarını söylüyorlar ve biz rüyamızda bazı ölü insanlar la konuşa biliyoruz ve buda bizim rüyadayken o dünyaya gide bildiğimizi gösteriyor.

Madem insan Allah’ın dediği gibi mükemmel bir varlık, o zaman rüyadan başka vasıtalarla da görünmeyen dünyaya gidebilir. İnsanların ruhu çıktığı zaman ölmüş diyoruz ve o insan artık cansız bir hal alıyor ve ruh kendi ait olduğu dünyaya gidiyor ve bu olayı etrafımızda ki cansız varlıklarla ilişkilendiriyorum ve şöyle düşünüyorum etrafımızdaki cansız varlıklarında bir zamanlar ruhları vardı ama onlar dünyaya ruhları çıkarılarak yollandı yani insanlara olan olayın tersi gerçekleşiyor yani insanlar dünyaya ruhları verilerek, cansız varlıklar ise alınarak gönderiliyor. O yüzden ben cansız varlıklarında bir zamanlar canlı olduklarını ve ruhlarını olduklarını düşünüyorum. Acaba cansız varlıkların ruhlarının yaşadığı farklı bir evren daha mı var yoksa oda Meleküt Dünyası’nda mı yaşıyor?

Aslında ruhların çeşit çeşit olmadıklarını, tek bir şeye benzediklerini insanın içine girince o insanın özelliğini aldığını düşünüyorum. Ama şunu bir türlü anlayamıyorum diyorlar ki: ’’İyi olan insanlar öldükleri zaman uykuya dalmış gibi yatarlar ve kıyamet günü dirilirken bir gece geçmiş gibi olur aynı zamanda cennete açılan bir pencereden cenneti izlerlermiş."

Biz şimdi bütün evrenlerin gelişerek birleştirip oluşturacağı evrene cennet diyoruz o zaman bu ölen insanlar ileride oluşacak olan evreni görebiliyorlar o zaman biz nasıl ölen insanın melekut dünyasına gittiğini söyleye biliriz gittiyse bile demek ki farklı değişik bir bölüme gidiyorlar.

Bir de her zaman kafama bir şey takılır tarih öncesi insanlardan kalma bazı duvar resimlerinde şu anki teknolojide kullandığımız telefon, bilgisayar, uçak vb. teknolojik aletlerin çizilmiş olduğunu gördüm acaba dünya bir evrim mi geçirdi her şey gelişmişti ama sonradan dünya bir değişim geçirdi ve ardından sıfırdan mı başladık ve şimdi teknoloji bundan önceki yıllara göre gittikçe değişiyor yani şimdi dünya evrim geçirmeden öncesine doğru mu gidiyoruz, eskiye doğru mu dönüyoruz?

Şu akıp giden zaman olarak tabir ettiğimiz şey geriye doğrumu akıp gidiyor? Dünyanın nasıl dönerken başladığı yere geri döndüğünü görüyoruz ve demek ki zamanda dünyaya benziyor onun gibi başladığı yere geri dönüyor. Ama ben insanların bildikleri gibi ileriye değil zamanın geriye doğru aktığını düşünüyorum.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"kendini bilmeyen insan hiç bir şeyde başarılı olamaz. o yüzden kendimizi bilmeliyiz ve sorgulamalıyız!" Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "kendini bilmeyen insan hiç bir şeyde başarılı olamaz. o yüzden kendimizi bilmeliyiz ve sorgulamalıyız!" yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"KENDİNİ BİLMEYEN İNSAN HİÇ BİR ŞEYDE BAŞARILI OLAMAZ. O YÜZDEN KENDİMİZİ BİLMELİYİZ ve SORGULAMALIYIZ!" yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
25.6.2010 14:59:22
Beğeni:
0
Okunma:
2278
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL