Özgürlük kelimesinin peşine düştüm bu sefer….ben giderim arkasından o beni çeker kendine bilinmez bir nefer….sordum düşündüm nerdeyse her gece…nerdedir nasıl bişeydir bu özgürlük içimde alevden bir fener…
Gizli kapılar araladım ruhumun derinliklerinde… bir başka şekillendi dünya benim bakışlarımla… ve bastığım toprak başka başka filizlendi açtı benim seçtiğim güneşime…ve dedim ki kendi kendime özgürlük denilen kelime saklı hazinem nerede ?
Ellerime baktım bir gündüz vakti tepemde sarı alevden bir top dönerken, gözlerimi yeni bir şey görmüşcesine açarak…sonra avuç içlerime baktım sanki gizli bir şifreyi bulmak istercesine gözlerimi kısarak…tüm gücümü topladım bir gece vakti, aynadaki ifademle karşılaştım,çizgilerimi korkmadan sayarak…kendi içimde sakladığım kimlikleride saydım …her seferinde yeniden merhabalaşarak…göremedim aradığım özgürlüğü, içimde camdan bir ayna ruhumu canhıraş sorgulayarak…
Sabah vakti öttüm serçe kuşları ile vardır dedim belki bildikleri özgürlük adına bişey diye…belki belli belirsiz seslerdir dedim özgürlük , seslenmektir birilerine duyarlar bir gün bir umuttur diye…güneşi doğurdum ucsuz bucaksız bir kumsal kenarında…balıklarla yüzdüm, sandım sınırsız gitmektir gidebilmektir özgürlük, bakmadan ardına bırakmadan delil diye.. . Çakıl taşları topladım şekilli şekilsiz biriktirme içgüdüsü içimde ve koyduğumda camdan fanusuma gözlerimdeki ışık mı bu özgürlük sordum kendime binbir biçimde…
Dolandım geceye….sardım ruhumu başka bedenlere…özgürlüğü sorguladım gündüz gece…ve sordum meraklı gözlerle ,saklı maden nerede?.özgürlük denilen gizli kelime nerede?sınırı var mı ?varmı bir gören yada bir duyan diye? ellerimi uzatsam tutsam dedim yada görsem söylesem bilmeyenlere yada anlatsam milyonlarca kelimede…derinine dalsam dalsam da çeksem fotoğrafını versem elden ele ….
Bir çocuğun gözlerinde uyandım bir sabah…ellerim minicikti…ve ayaklarımda…içimde her şeyi yapabilme isteği sarmaşık misali büyüdü…gülümsedim şaşkın bakışlarla ilk gördüğüm insana…hesap vermeden yalın ayak koştum tüm serinliği hissederek minik parmaklarımda…saçlarım karıştı birbirine…hiç umursamadım bakmadım dönüpte aynaya…dudaklarıma karıştı yediğim içtiğim ve soluduğum hava…ellerim yetişti imdadıma..siliverdim tek hamlede çenemi dudaklarımı , etrafımdaki meraklı bakışlar ardında…ve anladım ki özgürlük bir minik kalpte sorgusuz bir nefes… bir ince çizgi narin bedende…aklın huzurlu sakin köşelerinde derin ince bir kuyu …salmak istediğinde salamadığın bir atın dört nala koşması gibi bir özlem bir bekleyiş bir umut, derin bir uyku…
Özgürlük bir çocuğun gözlerinde bakmak dünyaya apansız,sorgusuz zamansız…
Özgürlük ellerimdeki çizgiler ,özgürlük bileklerimdeki güç… özgürlük gece gündüz nefes almak ,
kendi gökyüzüme bakmak yanımdakiyle paylaşma fikrine alışarak ,
ve ekleyerek dudaklarıma çapkın bir gülümseme içimdeki kanat çırpan kuşlara kulak kabartmak …
Narin sözlerimde ve dillerimde sınırsız bir dünya özgürlük…aklım da deli fırtına gibi ordan oraya savrulan ve savruldukça kendini büyüten ve etrafına ışık saçan…beni kasıp kavuran sınırını bilmeyen bir sel gibi fikirlerim,yediğim bir parça ekmeğim , sorgusuz içtiğim suyum ve dinlediğim sade namelerim... ve görmek istediklerim ve söylemek istediklerim ile birlikte biriktirdiğim gizli güzel düşlerim özgürlük….
Özgürlüğüm…hayallerimin ülkesinde ve beynimin en ince kıvrımlarında sakladığım altın varak tastan hislerim…
Penceremin kenarında otururken gözlerimde bir ışık izlediğim kar tanelerim
Özgürlük kelimelerim
Söylediklerim
Ve söyleyeceklerim
Özgürlüğüm bastığım toprak
Soluduğum hava
Ve geçerken yanımdan , gözleri gözlerimde selam verdiklerim
Sevdiklerim ve seveceklerim kadar özgürlüğüm
Gördüklerim ve göreceğim kadar da….
Hayallerim kadar özgürüm
Sevdiğim kadar mutlu….
Özgürlüğüm bir kuşun kanadında heveslerim
Ben yaşadıkça
Yaşattıkça
Milyonlarca kelimelerim ….dudaklarım dillerim….
Tek kelime
Tek nefes
Bir ömür özgürlüğüm….

S.B

NOT: FOTOĞRAF BANA AİTTİR...