2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1206
Okunma

İnsan yaşam erginliklerine doğru yol alırken bir an önce büyümesini ister. Bunu isterken sosyal, siyasal ve duygusal kimlikleri belirginleşmemiş uçarı duygularla dopdoludur.
Ailelerinden, Okullarından, Çevrelerinden, bulvarların derinliklerindeki loş ışıklı eğlenceli görsel güzellikli yerlerden veya sessizliğin sesinden gelen algılamalarla sevgi, sevda, özlem, aşk denen istem dolu güzellikli anlayışlarını şekillendirirler.
Bireyin bu noktadaki edinimleri örgütlü, planlı değildir. Görüngüleri şekillendirir kendisini. Bedende başlayıp ruhunda şekillenen çizgilerin tanığı olmak istemezler. Yaşam varlığının görkemli olması istemi konforlu konutların rahat koltuklarında oturma arzusunun galebe çalması özleminden kaynaklanmaktadır.
Kuşkusuz insan sevdası yaşamın en büyük özlemlerinden biridir. Gelenekçilik, eleştirel aklın öngörü anlayışı veya reddi ile farklılıklarından korkmak süreklilikte gerekli anlayışı bulamayacağı algısının belirtileri ve gelişmesi için uygun ortamlarda sevda oluşması için öne çıkan unsurları olur.
Bilinçli biçimde oluşmayan ve yaşanan sevda olumsuzluklarına rağmen sevdanın da bir bilim içerdiğini algılamak gerekmektedir. Bir sporcu gibi peşinden koşmak ve ortaya çıkabilecek konumların gizem ve güzelliklerinden bir sanat eseriymiş gibi zevk almak insan zarafetine yakışan ile yaşanan olmalıdır.
Bedri Demirpençe