7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2064
Okunma

Özlemi tarif etmek ne kadar da zordur. Çünkü yüreğin sesidir. Hani denir ya anlatılmaz yaşanır, aslında ne kadar da doğru, çünkü: özlemi ancak çekenler bilir.
Bakışlar derin bir boşluğa kayar. Yürekteki ateş sıçramıştır artık gözlere... İnsanın gözyaşı tek dostudur o hüznünde... Sanki bir kaç damlada ferahlatmak ve acıyı dindirmek için hazırım der gibi...
Özlem o kadar çok şeyin ismidir ki nereden başlasam bilmiyorum.
Özlem; kaybedilen, canımızın bir parçasının koyu harflerle içimize kazınmış ve hiç silinmeyecek ismidir. Mesela benim için annem, bir başkası için babası veya kardeşi, dostu uzar gider tıpkı duyulan hasretinin yoğunluğu gibi...
Özlem; vatani görevini yapmak üzere gururla uğurladığımız herşeyimiz olan çocuğumuz, birlikte büyürken anılarımızı paylaştığımız kardeşimiz veya dostumuzun adıdır. Takvime dönüş günü işaretlenir ve düşen her yaprak, çoğalan sevgimizin, azalan günlerle bir bir sayımıdır. Gün gün, saat saat hatta saniyelerle bekleyişin sabırsızlığıdır.
Bazen aranılan, bazen kaçırılan mutluluğun bekleyişidir.
Doğup büyüdüğümüz ve ayrılmak zorunda kaldığımız memleketimizdir. Yağan her yağmurda pencerenizi sonuna kadar açarak, memleketinizin toprağının kokusunu, almaya çalışmaktır.
Özlem; içinden resmi alınmış bir çerçevede; her zaman onu hayal etmek, sesini kulaklarında hissetmek, kalbinin tekrar çarpması, çerçeveyi kaldırsan bile aynı yerde tekrar görebilmektir.
Özlem; hep güzel olan şeylere karşı duyulur. Yürekte beslenir, büyüdükçe büyür, asla ve asla ölmeyendir.