8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1305
Okunma

Sebebi her ne olursa olsun, bir kere bir şeyden bıkmaya başladı mı insan, başarısızlıklar ardı ardına gelmeye başlar, hatta hayatımızı etkileyecek safhalara kadar ulaşır da, biz sebebi çevrede ararız.
İşimizi sevmemize sebep yaratanlar bizden ilgisini kestiği veya bunu hissettirdiği an sanki her şeyin sonu gelir.
Bundan tamı tamına 30 yıl önce başlamıştım çalışmaya hatta biı ay da fazlası var. 12 Mart 1980’de başlamıştım.
Tarihe bir bakar mısınız.? O zamanlar Memuriyetin ne demek olduğunu pek bilmiyorum,
o güne kadar şehir olarak nüfusu köyleriyle birlikte 4000-4500 arası bir ilçe görmüşken.
Pat diye Ankara’da göreve başladım, lise mezunuyum, ama üniversite okumak için de yanıp tutuşmaktayım bir yandan neyse olmadı.
Çoluk çocuğa karıştıktan sonra tekrar sınavlara girdim ve barajı geçerek AÖF’ ye kaydoldum. Hem iş hem ders hem de ev hanımlığı iyi gidiyordu ( Çocuk da yaparım kariyerde misali), epeyce yoruluyordum ancak yinede asgari notlarla hiç ara vermeden 1985 yılında başladığım lisans programından 1989 yılında sene kaybım olmadan mezun oldum ve üniversite mezunu bir hanımefendi olarak veznedarlığa devam ettim.1989 yılında kurum içi açılan şeflik sınavında başarılı olamadım fakat kaç yazar yılmadım, not biriktirmeye kurumla ilgili bütün dokümanları ezberlemeye devam ettim, 1993 yılında tekrar açıldı şeflik sınavı, bu defa kazandım ve veznedarlıktan şefliğe terfi ettim.
Yine çalışmaya devam ettim. Memuriyete girdiğimde muhtemelen Üniversite öğrencisi olan ama müfettişlik sınavlarını derece yaparak kazanan ve 1993 yılında şubemize teftişe gelen müfettişin (Şuan Başmüfettiş), çalışma azmi beni öyle etkilemiş ve öyle motive olmuşum ki; gerçi sonraları da desteğini hiç esirgemedi, O herkesle paylaşımı seven ve bildiklerini isteyen herkese canla başla öğretmeye çalışan mükemmel bir insandı ve hep aynı azimle devam etti çalışmalarına. Ben de kendime örnek aldım ve onun yolundan yürümeye çalıştım. Hedefler koydum deyim yerindeyse olabileceğimin en iyisini olmalıydım da ne kadar başardım orasını bilemem.
Neyse ders çalışmaya devam ettim doğal olarak daha bunun müdürlük sınavı olacaktı. 1997 yılında müdürlük sınavı açıldı ve başarılı bulundum 2 Aralık 1997 yılından buyana da bu kadroda memurluğa devam etmekteyim.
Durum her ne olursa olsun işimi hep severek yaptım ve en iyiyi bulmaya çalıştım. Hiç şikâyet etmedim, çok zorlandığım anlar oldu muhakkak, hiçbir şey gümüş tepsilerle sunulmadı. Bu biraz da sevdiği öğretmeninin dersinden başarılı, sevmediği öğretmeninin dersinden başarısız olan öğrenci psikolojisine benziyor sanırım.
Benim model olarak seçtiğim İnsan çalışkan, dürüst ve ne istediğini bilen biriydi, iş ile ilgili hiçbir sorumuzu yanıtsız bırakmazdı belki de birçok çalışandan farklı mevkilere gelmem O insanın bana, kendime güvenmeyi öğretmesiydi.
Bir yandan da hayatın bana öğrettiklerini lehime çevirmeye çalıştım hep, kimseyi üzmeden incitmeden, haka hukuka saygı çerçevesinde, vurmadan kırmadan dökmeden. Ancak son günlerde emekli olmayı o kadar çok ister oldum ki, galiba hem yaşlandım hem de yoruldum işimi yine seviyorum ancak;
!!!!!!.....ÇOK YORULDUM ÇOK………!!!!!!