Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Numan Kurt
Numan Kurt

ADI YAŞAR'DI, YAŞADI MI?

Yorum

ADI YAŞAR'DI, YAŞADI MI?

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

703

Okunma

ADI YAŞAR'DI, YAŞADI MI?

ADI YAŞAR'DI, YAŞADI MI?

11/1/2009
"Emmim kızı aç kapıyı gireyim
Hasta mısın halin hatrın sorayım"

Emmim kızı değildi; ama emmim oğluydu. Ölümünden bir iki hafta önce köye gitmiştim. Her gidişimde yaptığım gibi amcamın evine de uğrayayım dedim. Evin girişinde, mabeyin dediğimiz yerde somyaya oturmuştu Yaşar ağabey. Nefes almakta zorlanıyor, sık sık öksürüyordu. Zaten büyük olan göz akları daha da büyümüştü. "Üşütmüş de kurban olduğum böyle oldu kadersiz yavrum." dedi gözyaşlarını akıtarak koca anam. Köylük yerde büyük amcanın karısına "koca ana" derdik o zamanlar. Hastalığın verdiği çaresizlik yansımıştı Yaşar ağabeyin koca gözlerine.Öyle etkilendim ki onun çaresizliğinden, çıktım kapının önüne, duvarın dibinde ağladım, ağladım.

Adı Yaşar’dı; ama hep "Yaşa" derdi ona koca anam. "Ben ölürsem buna kim bakar, kim bunun peşinden gider?" diye göz yaşı dökerdi. Epilepsi yani sara hastasıydı Yaşar ağabeyim. Neden olmuş bilmezdik. Hele o zamanlar tedavisi de olmayan bu hastalığın ne sebeple oluştuğunu bilmek mümkün değildi. Sara nöbetleri sık gelirdi. Bizim eve de çok geldiği için o kriz anını çok görürdüm. Burada o durumu anlatmaya içim elvermez. Zavallı koca anama ya da amcama haber verirdik. Çoğu zaman koca anam teleşla gelir: "Kaderimiz böyleymiş, Allah’tan gelene ne denir?" diye alıp eve götürürdü.
Harman hasat zamanı da diğer zamanlarda da pek işle güçle uğraşmazdı.Yapacak dermanı, gücü yoktu. Kimseye zararı da yoktu. "Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar." demiş atalar. Deli değildi; ama köyün bazı kendini bilmezleri onu zıvanadan çıkardılar. Köyümün tek bakkalı ve oturma yeri Alişen Emmi’nin Bakkalı’nda "Yaşa, bak dayıların sana mal vermiyor.Ananın hakkını al. Baban senden küçüğü everiyor, seni evermiyor." diye diye onu saldırgan hale getirdiler. Bu yüzden anasına, babasına, o güzel insan Hacı Aziz dayısına olmadık eziyetler yaptı.

Bu zararlı olmaya başladığı dönemlerde Elazığ’a akıl hastahanesine de götürdüler. Kim götürdü, nasıl gitti, şu an tam hatırlayamıyorum. Daha sonra ziyaretine giden ağabeyim onların ilaç verilerek uyuşturulmuş halde duvar dibindeki durumlarını görünce dayanamamış, almış getirmiş.

Çocukken aklımda kalan ilginç bir yönünü de anlatmadan edemeyeceğim. İlkokula kısa bir süre gitmiş, harfleri az çok tanımıştı. Değişik bir okuma biçimi vardı. Diyelim ki "Yaşar" sözcüğünü okuyacak. Başlardı kendince okumaya: "Y...y’den sonra a gelir, a...a’nın ardında ş...var, ş...ş...ş’den sonra gene a...gelir. Yaş...Yaş...Yaşar " derdi sonunda. O okurken biz gülerdik. Şimdi buruklukla hatırlıyorum gülüşümüzü.

Bütün aydınlanma çabalarına karşın Anadolu insanının cahilliği daha da fazlaydı o zamanlar. Hani büyük ozan F.Hüsnü Dağlarca diyor ya bir şiirinde "Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna/ Uyandırmazsan/ Uyanacak değil" diye, çok doğru söylüyor Türkçemin ölümsüz ozanı. Yaşar ağabeyin hastalığının devası olmayınca üfürükçüye, hocaya başvurulmuştu. Ben adını sanını hatırlamıyorum; ama köye gelen hoca kılıklı, kara sakallı dolandırıcı, o yoksul amcam başta olmak üzere pek çoklarının altınlarını alıp gitmişti. Güya hasta olanları iyileştirecekti.Ne desek boş. Bugün bile böylelerinin peşinden koşanlar çok. Elli sene öncekilere ne diyebiliriz. En basit rahatsızlıklarda rapor alarak ya da düzmece raporlarla pek çok insan bugün askere gitmezken altı ay da askerlik yapmıştı Yaşar ağabey.

Koca anamı da amcamı da çok üzmüştü ya, bir yerde kırmadı onları. Onlar hayattayken (amcam henüz hayatta) çekti gitti bu dünyadan.Yoksulca, garibanca, kimsenin haberi olmadan. Hep anlatmak istedim onu. İçimdekileri dökmek için. Hani derler ya, dünyada iki türlü insan vardır: Oyuncular, seyirciler. O, seyirci bile olamadı. Günahı yoktu ki "Allah günahlarını affetsin." diyeyim. Toprağı bol, ruhu şad olsun.

" Ne insanlar gelip geçti dünyadan
Zengini, yoksulu
Günahkarı, günahsızı
Kimse varlığını duymadı senin
Adın Yaşar’dı
Ama yaşadın mı? "


Numan Kurt

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Adı yaşar'dı, yaşadı mı? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Adı yaşar'dı, yaşadı mı? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ADI YAŞAR'DI, YAŞADI MI? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Davidoff
Davidoff, @davidoff
13.3.2010 18:30:09
10 puan verdi
Okudum ama keşke okusa mıydım,okumasa mıydım bilemiyorum.Hele o halde ki bir insana askerlik yaptırmak hangi vicdana sığmış,nasıl ve nerede askerlik yaptırmışlar yazık değil mi.Bunları yazın,yazın ki gizli kalmasın şimdi parayla askerlik yapmaya çalışanlar utansın.
Yürekten kutlarım,üzüldüğüm tek nokta yazınızın gözden kaçması.
SAYGILARIMLA.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL