söylesene hazan hangi mevsim?
neden hep hüzün getirir akla. kışdan öncesi mi bahardan sonrası mı asıl gerçeği? sen hiç hazan mevsiminde yaşadın mı? soğuk rüzgarın etkisi tenini umarsızca titretirken dişlerin birbirine değdi mi? masmavi gökyüzü bir anda benliğini buz gibi soğuk siyah bulutlara bıraktı mı hiç? ve sonra o siyah bulutlara hapsolup nefessiz kaldın mı sen? yapraklar dallara küsmüş rengini yitirmişken yaşadın mı o hüznü?
esen rüzgarla kara gözlerimden akan o kan damlası gözyaşımı hissettin mi teninde? bitsin bu işkence diye güneşi aradın mı delice? tedirginliğe kapılıp fırtınayla çaresizliğe esir düştü mü hiç ruhun?
hazan ne biliyo musun? ( hazan sen, sadece sen )
gidişinle akan o kan damlası gözyaşı sanadır.
ellerimden kayarken ellerin, güneşin dargınlığı sanadır.
benden giderken attığın her adımda yere düşen yaprağın acı sitemi sanadır.
nefesim sendin ya hani bulutların cezası banadır. neden bilir misin?
öleceğimi bile bile seni nefesim diye içime çekişimedir...