8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
714
Okunma

...............................................
Aşk üzerine ne söylenilse, boşuna değildir...
Aşk adına ne dile getirilse, vardır bir haklı nedeni...
Aşk cümlesine ne yazılsa, kalem acizdir onu anlatmaya...
Aşk niyetine ne yapılsa, cevabı mümkündür her sorunun...
Aşk geniş bir yelpazedir. Tanımı çok, coğrafyası geniştir. Her ülkeye, daha doğrusu her zamana hükmetmeyi becermiştir gücü. Dokunuşu her kalbi etkilemiştir az çok. Susması bile olay olabilmiştir çağlar boyu...
O nedenle Ferhad Şirin’i için dağları tek tek delmiştir. O sebeple, Mem Zin’e için zindanları yaşam diye boylamıştır. Aşk dalgalansın diye Mecnun, Leyla’sına kavuşmak istememiştir. Ve Kerem aşkın aslına ermek için Aslı için nice türküler yakmıştır içli içli...
Ve Allah aşkı.. O aşk ki, tüm canlı ve de cansız varlıkların onda zikre kalktığı nur..
Belli bir mekanı, belirli bir özelliği mevcut değildir aşkın. Her an değişim halinde, her an zenginleşme babında aşk...
Uçsuz bucaksızdır sınırı. Sınırı hatta yoktur. Yok yoktur aşk...
Aşk’a düştü mü gönül, kurtuluşu yoktur etkisinden. Tılsımından kendini azade edemez yürek. Can heyecana gelir, aşkın kollarında kendini buldu mu. Beden kendini farklı bir tende hisseder, aşkla haşır neşir oldu mu uzuvları. Ve ruh başka alemlerde gezintiye çıkar, aşkla karşı karşıya geldi mi...
Aşk, heybesine artıları koyarken; aslında negatifleri de kazanıyordur...
Aşk, tatlı biber yerken; aslında acı biberi sürüyordur diline...
Aşk, herhangi bir nehirde yüzerken; aslında kendi havuzunda boğuluyordur düşü...
Aşk, merdivenlerden çıkarken yukarıya; aslında aşağılara hop diye yuvarlanıyordur etekleri...
Ve aşk, yalana dolanırken; aslında gerçeğinde kayboluyordur her geçen gün...
.............................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
11 Şubat 2010,,,14.52
Mardin