Ağlıyorum sessiz sessiz, karanlık gecelerde kaybolarak, yıldızların içine yol alarak ağlıyorum. Gökyüzü yağmur çiseliyor, sanki her damla yüreğime hançer misali saplanıyor... Perdemi aralıyorum her şey gözüküyor gözüme... Aldığım her nefes, kalbimin atışları, kirpiklerimdeki yaşlılık. Ah!!! Karanlığa Filistin’i sordum. Gözlerimle sevda ördüm Filistin yollarına. Aldığım nefes senindir, baharım, yazım, kirpiklerimdeki yaşlılık senindir Filistin.

Ağlıyorum, gökyüzündeki yıldızlar dile geliyor. Seni anlatıyor bana Filistin. Dışarıda hırçın bir rüzgar esiyor. Ağacın yaprağını dalından koparıyor. Yalvarışalrına, bağırmasına, göz yaşlarına bakmıyor. Acımasızca oradan oraya savuruyor.Rüzgar’da hi. sevgi denen birşey kalmamış, merhamet aramak yanlış.... Sende o yaprak misali Filistin, oradan oraya savruluyorsun. Duyulmuyor çığlıkların, ağlamaların, yalvarmaların. Filistin yüreği bağrından kopan Filistin, kolu kanadı kırılan...

Türkiye duyuyor sesini. Ağlamalarını hissediyor kalbinde. Uçan kuş haber getiriyor senden, amansızca bir haber, çarpan yüreğiyle. Akdeniz dalgalanıyor, her bomba düştüğünde sana. Bıraksa toprak, üstüne yelken olacak, koruyacak seni füzelerden, havan toplarından... Dağlar yürüyecek, sınırında kale olacak. Atmosferde asılı duran sis, sana zarar verenelrin gözlerine set çekecek. Bulutlar tepende seninle birlikte ağlayacak. Güldüğün vakit, Güneş’te gülecek yüzüne bütün parlaklığıyla.

Ağlama sen Filistin’li, yarana merhem olunacak. Batan Güneş, mutlaka doğacak. Her karanlığın bir aydınlığı var. Korkma, karanlığın en derin olduğu yerde, heybetli dağlarından arasından bir umut gibi nasıl doğuyorsa Güneş, sende umudunu yitirme. Şehadet şerbetini içenlerin kokusu bütün küfrü devirir. Korkma!!!