Sessizlikler içinde masum ve de soğuktur kış geceleri...

Ağaçlar yapraklarını dökmüştür hazin mi hazin,kuş cıvıltıları kesilmiştir,deniz mavisini saklamıştır ,güneşin

yokluğunda buz gibi donuk renklerde .Biz insanlar da kabuğuna çekilmiş bir kaplunbağa

gibi bekler dururuz ,sarı sıcak mevsimi...

Kıymetini bllmediğimiz o güzelim yaz günleri,rüzgar gibi geçip gitti.Tabiatın kanunları bu

değişim ,kim ister ki kara kışları ,donar sanki kanımız,kan dolaşımı yavaşlar kış ikliminde.

Dalar giderim ben yaz gecelerine,morsalkım çiçeklerini açtırırım,bahçemdeki asmayı

yeşertirim,vişne ağaçlarını kanatırım ,papatya toplarım sevdiklerime ,sahilde yalınayak

dolaşırım,denizin sesini dinlerim,bahçemdeki güvercinlere bulgur atarım,balkonumda

üzüm asmasınla gözgöze gelip şiirler yazarım,çok sıcaktan bunalınca limonlu ve çikolatalı

dondurma yerim, üstüne de acı bir kahve içerim ,moda burnunda gün batımını

seyrederim,ortaköyde kokoreç yerim,Kandilliye uzanırım ,Rumeli hisarını seyrederim,

Kanlıcada yoğurt yerim,Piyer Loti’ de, simitle demli çay içip ,defterime yeni mısralar

eklerim,eve dönerim Diyarbakır karpuzu keser buz parçalarını da kırıp üstüne iki tabak

birden yerim.
Dışarda asi bir kış var,tabağımda buzlu karpuz,yaz özledim mi ne !

Oa gedik
Anı defterimden...