10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
828
Okunma
KATUN UÇMAĞA VARDI
“ Yabgu, Tarkan, şad, çeri,
Uçmak her türkün yeri.
Böyle bilsin Türk ili,
Katun uçmağa vardı.
Katunlar nice kişilerdir ki uçmağa vardıklarında herkesi böyle ağlatırlar. Katunlar, zafer denen şanlı işin sırrını avuçlarında tutan güçlü Kağan evdeşleridir. Katunlar zafer melekleridir. Katunlar, dirliğin, çokluğun, sevginin ongunudurlar. Katunlar uçmağa vardıkta ağlanır.
- Kağan hep ağlıyacak mı?
- Hayır, hep ağlamayacak.
- Neden?
- Çünkü, katunlardan değerli şeyler vardır. Katunlar da onun için çalışır. Kağanlar da…Şu bayrağı görüyor musun? Eğer Kağanlar hep ağlasalar, bu bayrak da olmaz. Ham katunlar üzülürler buna.
Birazdan Kağan’ın gözleri kuruyacak, yüreğindeki fırtınalar, yerini başka fırtınalara terk edecek. Onun buyruğu üzre, başbuğlar ordularının başına geçecekler. Tarih’in en değişmez işi devam edecek. Savaş durmayacak. Kağan’ın her kazandığı zafer, uçmakta katun’u sevindirecek. Kağan, Tanrı’nın sevgili kulu olacak. Anladın mı?
- Tanrı, Bayrak, Savaş, Zafer….Katun sevinecek… Şimdi anladım.
Bir ara dalmışım zülüf ucunda;
Saraylar yaptırdım Turan’da Çin’de.
Sigaramın dumanları içinde,
Bir alımlı sarışını seyrettim. ( DİLAVER CEBECİ – Hun Aşkı )”
Bir yerde mevcut çatışmalardan bir şekilde kar edenler varsa, o çatışmayı durdurmak için kimse samimi çaba göstermez.Türk-Kürt, Türk-Ermeni, ABD-Afganistan, İsrail-Filistin çatışmaları akla gelen ilk örneklerdir. Yüksek idealler, ( Din, İstiklal, Adalet ) için de savaşlar sürekli yapılacaktır. Sürekli barış asla olmayacaktır. Fasılalı barış, fasılalı savaş Hz. Mehdi ile son bulacaktır.
M.Ö. 36’da 70.000 kişilik bir Çin ordusu Türk Tanhu’su Çiçi’yi bir kalede kuşatır. 1518 kişilik bir Türk birliği 70.000 kişi ile yeryüzünde ki en orantısız savaşa girer. Çinliler galip gelerek bir şey kazanamazken, 1518 Türk ölerek şan kazanır. Yüreklere korku salar ve geride bıraktıkları devletlerinin bekasını sağlar.
Çiçi gibi ölümü ürküten cengâverlerin kendilerinden çılgın Katunları vardı, tarih siler-tarih yazardılar.
Şu sıralar çılgın Türkler, yılgın olmuş. Çünkü o eski Katunlardan eser kalmamış. Yeni katunlar kültürel sömürüye maruz kalıp yozlaşmış. Değil savaşmak; bozkurt doğurmak istemez olmuşlar süsümüz kaçar diye. Kısrak iken bebek olmuşlar ruhlarını şeytana satıp. Unutmuş atasını, yıkmış bendini.
Katunlar Kağan, Kağan’lar katun olmuş.
Biz kırk üçün çocukları, aşktan yanayız.
Eski seccadelerde kalmış dua’yız.
Bu çileden çıkmış şehirler ortasında,
Kelepçeler alır kelepçeler satarız… (D. Cebeci)
Bunlar yine iyi günler. Kötünün kötüsü vardır unutmayın.
GÜNÜMÜZ KATUNLARI’NA
Nasıl da önemli işlerin çıkar,
Nefes de almazsın sen çalışırken.
Tuttuğunu koparırsın ben gibi,
Oluruna bırakmazsın bir şeyi.
Çalışkansın, azimlisin, mağrursun,
Bensiz bir şey becerilmez sanırsın.
Mutluluk için umutla çabalarsın.
Sen, sömürüleni mesut mu gördün?
İnsan hırsı fezayı fethe çıkmış,
Bir yer mi fethettin? Artık Asena doğmuyor mu?
Yarın; yarını sen farklı göreceksin.
Benim dünleri yaşadığım gibi.
ENGİN TATLITÜRK.