Afgan ülkesi.
Bahtsız insanların memleketi…
30-40 yıldır barış nedir, normal hayat nasıldır, can tehlikesi olmadan yaşamak ne demektir, tadamamış insanların diyarı.
Yaşıtlarım gibi benim de gençliğim, bu insanlara dua, niyaz, yardım, destek söylem ve kampanyaları ile geçti. 70 li, yılların sonlarından itibaren Rus aysının istilasına uğrayan bu insanların ömrü cihad ile geçti. Milyonlarca genç, ihtiyar, kadın ve çocuk Rus bombardımanları altında şehit oldu. Buna rağmen, boyun eğmek bir yana, onlarca yıl vatanlarını kahramanca müdafaa ettiler. Şehitlik onlar için kurtuluş demekti. Nihayet Ruslar perişan oldular. Bir avuç aç, açık, çıplak, silahsız mücahid, asrın firavun ordusunu dize getirmekle kalmadı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni darmadağın etti. Elbette samimi olmalarından, kuralına göre cihad üzere bulunmalarından ve bu sebeplerle de Allah’ın yardımına mazhar olmalarından dolayı.
Liderinden üyesine ve sempatizanlarına kadar Milli Görüş camiası, o dönemlerde imkanları nispetinde hep yardımcı oldu bu mücahid insanlara. Cepheden gelenleri en aziz misafir kabul etti, dönüşlerinde ceplerini doldurarak gönderdi, dualara birlikte. Şöyle düşünüyorduk:
Bu insanlar Allah yolunda cihad etmekteler. Elimizden geleni yapmak bir insani, vicdani ve vefa borcumuzdur. Bu insanlar, dün biz istiklal savaşını yaparken neleri var neleri yok, toparlayıp bize göndermişlerdi. Vatanımız kurtulsun, Hilafet kurtulsun, namusumuz kurtulsun, Allah’ın kitabı kurtulsun diye… Bu yardım konusunu o kadar cviddiye almışlardı ki, Afgan anaları boyunlarında, kollarında, yastık altında neleri varsa toparlayıp göndermişlerdi. Hatta anlatıldığına göre bazı Afgan anaları, verecek paraları olmadığı için çocuklarını satıp, elde ettikleri parayı Hilafet kurtulsun diye Anadolu’ya göndermişlerdi. Diğer yönden de İstiklal savaşı kazanılınca, Halife’nin yurt dışına sürülmesi ve gurbet ellerde aç biilaç kalması üzerine, O’nun için de yardım kampanyaları düzenlemiş ve San Remo’daki ikametgahına göndermiş olan bir halk, Afgan halkı. Biz Milli görüş camiası olarak bu duygularla destek olmaya gayret ettik. Ama olabildik mi derseniz, olması gereken kadar değildi elbette.
Sevinemediler. İç ve dış fitne ocakları boş durmadı. Rusları ülkelerinden kovdular ama, kısa süre sonra da, vahşi Amerika musallat oldu ülkelerine ve insanlarına. İşgale ve istilaya sebep olarak ileri sürdüklerine bakar mıksınız: Afganlılar bilmem hangi dağda bilmem kimin dev heykelini yıkmışlar… Bunlar medeniyet düşmanı imiş ve yola getirilmeleri gerekirmiş. Bu gün NATO’yu da yedeğine alan ABD, bu ülkede taş taş üstünde bırakmamacasına bombardıman etmekte ve katliam yapmaktadır. Sağlıklı bilgiler ulaşmadığı için öldürülen zavallı Afgan halkının miktarı bilinememektedir. Ama en iyimser tahminlere göre, 1,5 ila 2 milyon insanın katledilmiş olduğu ifade edilmektedir. Bir Türk askeri birliği de, şu anda o ülkede görev yapmaktadır. Savaş amaçlı değil, barış amaçlı orada bulunduğumuz söylenmektedir.
Amerika da tıpkı önceki istilacı Ruslar gibi tam çıkmaza girmiş, bir avuç silahsız Afgan mücahidi karşısında çaresiz kalmış olmalı ki, yeni oyunlar tezgahlama peşindedir. Bu oyunlarının içinde, orada mevcut Türk askeri birliğinin arttırılması ve cepheye sürülerek mazlum Afganlılara karşı savaştırılması gibi son derece vahim bir tezgahı yürürlüğe sokmak planı da vardır… Bu kirli oyun için TC Başbakanını davet etmişlerdir. Gerçi Dışişleri Bakanı Davudoğlu bu konuda olumsuz açıklamalar yapmıştır ama, endişelerimiz henüz giderilememiştir. Hep alıştık, giderken söylenenler ABD dönüşü tam tersi olarak yürürlüğe sokulmaktadır. Bu sefer hiç olmazsa TC Başbakanının bu son derece vahim tekliflere karşı direnmesi, hatta mevcut birliklerimizin de geri getirilmesi konusunda kararlı duruş sergilemesini arzuluyoruz. Allah göstermesin, aksi bir durumun zuhurunda Milli Görüşçüler olarak ayağa kalkar, gereğini yerine getiririz.
İnşaallah işgalci ve katliamcıların safında, mazlum Afgan halkına karşı savaş açmak demek olacak bu vahim duruma düşmeyiz.
Milyonlarca Irak’lı mazlumun katledilmesinde ikmal koridoru olarak vebal ortaklığımızın idraki içinde, burada da benzer bir hatayı işlemeyiz.
İnşaallah!..

ekremsama