10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1452
Okunma
AĞLATAN ÖYKÜ
Alman besteci Mendelssohn’un büyük babasının ve büyük annesinin evlenme öyküsünü okuyan gencin gözleri yaşarır.
Öyküde, kambur olan büyük baba Moses frumtje’ye âşık olur. Frumtje çok güzel ve kusursuzdur. Kamburluğuna rağmen şansını dener.
Frumtje’ye “ Ben doğduğumda evleneceğim kız belirlenmiş ve bana “senin karın kambur olacak denilmiş, o zaman bende istekte bulunmuşun Tanrıdan. (Tanrım kambur bir kadın bir trajedi olur. Lütfen onun kamburluğunu bana ver ve onu güzel bir kadın yap) demişim.”der. Kadın kendi olduğuna inanır ve Moses ile evlenir. Mutlu bir evlilikleri olur.
Ali, gözlerini karşı balkondaki güzeller güzeli Gülserene diker. Kızı aşağı çağırır.
- Benimle evlenir misin?
- Kamburluğumu başıma kakmayacağına söz verirsen evet.
- Ben mucizelere inanırım aşkım. Bu gece sabaha kadar Allah’a yalvaracağım ki senin kamburun bana geçsin.
Ali büyük bir sevgi ve samimi duygularla secdede sabaha kadar dua eder.
Mucize gerçekleşmiştir.
- Cevabını bekliyorum aşkım.
- Benim için kimsenin yapmayacağı bir şey yaptın Ali. Seni çok seviyorum. Ama bu görüntünle seni kabullenemem. O kamburdan ne kadar iğrendiğimi bilsen beni anlardın. Görüşmeyelim bir daha. Kamburun hayatımın kötü dönemlerini bana hatırlatmasın.
- Gülseren, yüzünün güzelliği kalbine vuracak yerde, kalbinin kiri sırtına vurup kambur oluşturmuş. Bilemedim. Benim kalbimin temizliği kamburumu eritecek; Senin gerçekçi ve duygusuz kalbinde, sırtındaki gibi kambur çıkaracaktır.
Ali vefasız aşkına böyle dese de ne onun kamburu çıkmış nede kendinin ki yok olmuştur. Her ikisi de güzellik ve çirkinlikleri ile adil olmayan hayatta ömür tüketmişlerdir. Kamburluk taşıyan için büyük bir imtihandır. Fakat asla çirkinlik değildir. Gerçek çirkinlik şekli değil özü bozuk olmaktır.