3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1349
Okunma
Koca şehrin ortasında kaybolmuş iki küçük kız çocuğuyuz; yaşanılanlar ve hissedilenler arasında bağ kurmaya çalışan...Kimdi unutulamayan ya da neydi unutulmaya sebep? Biraların sular seller gibi aktığı, mezesi gözyaşı ve yersiz kahkaha olan bir muhabbetti tutturulan...Dinlemek ne kadar anlamsız, salt olan anlatmaya duyulan özlem!Kahkahanın gözyaşından ürkütücü olduğunu hissetmek... Gözyaşlarının ne için, hangi sebeple aktığını unutmak ama ağlamak ve gülmek ölesiye...Ne kadar insanca ve korkakça!.
İki küçük kız çocuğu; küçücük bara sıkışıp kalan...Gözleri kan çanağına dönmüş. Sebeb-i hal; gözyaşı, sigara ya da aşırıya kaçmış biralar ne olduğu önemsiz. Acıyorlar kendilerine. Kendilerine acımakla öylesine muhabbetteler ki; karşıdakinin acısını algılayamıyorlar. Algılamak istemiyorlar belki de kim bilir! Çünkü yaşanan acı her zaman en büyük, duyulan sevgi en yüce!!
İki kayıp kız çocuğu; düşler ülkesinde. Biri elma şekerini kaptırmış bir yabancıya; diğeri pamuk helvasını. Birinin gökyüzü küçük beyaz bulutlarla kaplanmış; diğerininki alaca mavi. İkisi de farklı düşler görmüşler aslında ama ikisinin de ortak kayıplar...
İki güzel kız çocuğu; etrafları çirkinliklerle çepeçevre sarılı. Gözleri çirkinlik görmeye öylesine alışmış ki; unutmuşlar içlerindeki güzelliğin kıymetini. Kaybetmişler anlamlarını, değerlerini. Es kaza rast geldiler mi güzel olan bir “şey”e; korkmuşlar yabancılaşmışlar ve kırmış, kaçırmışlar güzelliği...
İki yaşlı kız çocuğu unutulmuş lunaparkta. Biri dönme dolapta arıyor çocukluğunu; diğeri atlı karıncada...
İki sevilesi kız çocuğu; unutturulan sevilmeyi. Yolda karşılaşıyorlar, gülümsüyorlar birbirlerine. Bakıyorlar kayıp aynı, yaşanan acı ortak. Sarılıyorlar birbirlerine, siliyorlar gözyaşlarını. Başlarını kaldırıyorlar biri beyaz bulutlu gökyüzünü görüyor; diğeri alaca mavi olanı. Anlıyorlar ki; farklı olan bakış açıları. Bakılan sema aynı sema!..