Elimde, Yüce Allahın ilk emri olan “Oku!” eylemini “okumak” için yazma fiilini gerçekleştirmeye yarayacak en mühim ve yegâne bir araç olan kalem var!

Elimde Âlemlerin Efendisinin; " Şehit kanlarıyla tartıldığında onun mürekkebi daha ağır gelir" buyurduğu muazzam ve muhteşem bir nesne olan bir kalem var...

Elimde, her zaman BİR ZEYTİN DALI olarak kullanmak istediğim, her daim düzgün bir istikamette yol kat etmesine büyük özen gösterdiğim, “Kuvvet güçlüde değil, Haktadır” düsturundan hiç taviz vermeden hakikate yönlendirdiğim, son nefesime kadar ucunda hep bal damlamasını arzu ettiğim bir kalem var...

Elimde, hayatta zaten hep "O"nun olmasını istediğim, olduğunda da, duygu ve düşüncelerini inanılmaz bir iştiyak şehvetiyle yazmak isteyen ama bir türlü yazmayı başaramayan yüz milyonların hatta milyarların arasından bizi seçip herkesin göz kamaştıcı bulmanın da ötesinde ulaşılması uğruna deli divane olduğu yazarlıkla eşdeğer sıradışılık mertebesine yücelttiği için Ulu Yaradana, ne kadar şükredeceği hususunda aciz kalıp mahçup olamakla beraber gene nefes alıp verdiğimiz son anımıza kadar dilimizle beraber şükretmekte kusur etmeyecek mütemadiyen ham-ü sena maksadıyla Lafzı Celali yazacak bir kalem var...


Elimde, takatimin tükendiği noktada, hatta yere düştüğümde ondan başka hiç bir güce dayanarak kalkabilmeyi başaramayacak olanların aksine, ona dayanıp kalkabileceğim bir kalem var!

Elimde, gerektiğinde ve yeri geldiğinde bir silah olarak hem de dünyanın en etkili silahı olarak kullanma şansına sahip olduğum bir kalem var!

Bakın size en az Obama’nın ve Putin’in; "Sakın ha, gerekirse bütün dünyayı dümdüz edecek kadar etkili balistik füzelerimiz var" demeleri kadar önemli birşey söylüyorum. Çünkü elimde o füzelerden de etkili bir füze olan kalem var!

Elimde, zalimlere, Nemrutlara, Şaronlara, inanmış insanlara sırf inançlarından dolayı dünyayı dar etmeye çalışan dar ve örümcek kafalılara, vurgunculara, soygunculara, tüyü bitmedik yetimin parasına rant kaynağı diye göz dikenlere, namussuzlara, zehir taciri alçaklara, velhasılı bilumum kötülere aşağılık insan müsveddelerine fitil fitil kan kusturacak bir kalem var!

Elimde, Şiir yazacak, öykü yazacak, makale yazacak, senaryo yazacak, yeri geldiğinde garip gurebaya dilekçe ve arzuhal yazacak, sırası geldiğinde onları ve bütün mazlumları ve haklı olan güçsüzleri her platformda gündeme taşıyacak gönüllü bir avukat, gönüllü bir yazar olarak yazılar yazan ve her daim yazacak bir kalem var!

Kimi "saman altında su yürütenler” ağır adamız diye edebimizden, vakarımızdan dolayı kirli çıkınlarını dökmüyoruz diye bizi, “cemaziyel evvel”lerini bilmiyoruz sanmasınlar!

Elimde, sırça saraylarda yaşayıp da Ziya Paşa’nın dediği gibi"En ummadığın keşfeder esrarı derunun, Sen herkesi kör alemi sersem mi sanırsın" dediği veçhiyle o saraylara hangi kirli paralarla konduklarını bilmediğimizi sananların saraylarını başlarına yıkacak bir kalem var!

Uzun lafın kısası ve işin hulasası;

Bizi yazarları imha etseler bile, en sinsi planlarla ve en ağır silahlarla bile imha edemeyecekleri susturamayacakları,
En küçük hacimli ama gerektiğinde en etkili silah olan kalem var!

Ama ben onu başta da söylediğim gibi bir zeytin dalı gibi ve bir sanat aracı olarak kullanmak istiyorum...

İnşallah müspet yolda kullanmak istediğimiz kalemimizi bir silah olarak kullanmak zorunda bırakmazlar!

Öyle veya böyle

Hepsinden önemlisi;

Elimde K(ÂLEM) VAR!