6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1633
Okunma

Buyurun buradan yakalım!
İşte yeni bir haber, işte yeni bir kışkırtma daha. Diyarbakır da (Diyarbekir) 22 – 24 Ekim tarihleri arasında Türkiye’nin değişik illerinden ve Avrupa’dan akademisyenlerin katılacağı ve ağırlıklı olarak Kürtçenin kullanılacağı bir kongre düzenleniyor. Kongre Cegerxwin kültür merkezinde devam edecek.
Bu kongreye 300 hekimin katılacağı, amaçlarının da tıp dilinde Kürt’çe ortak bir terminoloji içerisine girmeleridir.
Tabi ki bunların hepsi Diyarbakır büyük şehir belediye başkanı Osman Baydemir’in çabasıyla oluyor.
Soruyorum şimdi hangi ortak terminolojiden bahsediyorsun. Sen önce kendi içerinde birbirinle anlaşamıyorsun. Diyarbakır da konuşulan Kürtçeyi Siirtli anlamıyor. Van da konuşulanı Ağrı’lı anlamıyor. Sen birde kalkmışsın Türkiye, İran, Irak, Suriye’de ve had da Avrupa’daki Kürtler arasında konuşulacak ortak bir Kürt terminolojisinden bahsediyorsun.
Bırakın onu, bugün yapılan toplantıda konuşmacıların çoğunluğu, Türkçe ve İngilizce konuşmuşlardır. Tabi ki Osman Baydemirin dışında. Oda sonradan konuşmasına Türkçe devam etmiştir.
Osman Baydemir, Türkçe olarak yaptığı konuşmada;
“Bitki örtüsü, suyu ve havası ile başlı başına bir deva olan Mezopatamya’nın fen, astronomi ve felsefede dünyaya esin kaynağı olmuştur. Tarihi kesintilerin birikimin bu günlere gelmesini engellediğini Özellikle son 80 yılın coğrafyamız açısından talihsizliklerle doludur. Bir yandan yoksulluğa terk edilen bölge halkı diğer yandan en insanı temel hizmetlerden bile kimliği dolayısıyla yararlanamamıştır. Mezopotamya Tıp Günleri ile geçmiş tarihimizle yeniden bağ kurma olanağı sağlanmıştır”
Baydemir demek ki tarih bilmiyor. Sorarım kendisine sadece Mezapotamya denen bölgemi dünyaya esin kaynağı olmuştur.
Esin kaynağı olan yoksa tüm Anadolu mu. 80 yıldır ezildiğinden bahsediyor. Sen eğer ezilseydin bu gün üniversiteyi okuyup bu makamı işgal edebilir miydin?
Mezopotamya Tıp Günleri ile ilgili konuşma yapabilir miydin?
Meclise Millet Vekili (Kürt kökenli vatandaşlarımızdan bahsediyorum) olarak gidebilir miydin?
Doktor, mühendis, hakim, Savcı olabilir miydin?
Sen hangi ezilmişlikten bahsediyorsun. Asimile olan o bölgede yaşayan Türkmenlerdir. Bunu siz yaptınız. Bu gün bizleri suçluyorsunuz.
Gerçek ortadadır, Urfa da ki Kara keçili, aşiretinin soyuna bir bakın bakayım ortaya ne çıkacaktır.
Sen benim dilim Hint Avrupa grubuna giriyor diyorsun. Senin dilinin içerisinde Türkçe var, Arapça var, farsça var. Hangi Hint Avrupa grubundan bahsediyorsun. Bir kere bu dil grubunu konuşanlar ya yeşil gözlüdür ya da beyaz tenlidir, kafa yapıları da bizlerin ki gibi oval değildir. Sen esmersin ve buğday benizlisin kafa yapında ovaldir. Sakın ha ben kafatasçılık falanda yapmıyorum. Sadece gerçek olanı söylüyorum.
Dön kafanı cevir Avrupa ya bir bak. Kürt olarak tarif edilen ırk Avrupalıya benziyor mu? Gerçi sen Halaçoğlunun tarif ettiği tanıma benziyorsun.
Baydemir, İlaç firmalarının prospektif hazırlarken Kürtçeyi de kullanmalarını önererek, Kürtçe prospektiflerin, kendi dilinde hastalığını öğrenemeyen yurttaşlar için yol gösterici olacağına inandığını ifade ederek ekledi: “Buradan aynı zamanda bu prospektiflerin sade ve anlaşılabilir nitelikte hazırlanmasını da bekliyoruz.”
Sizin zihniyet bu güne kadar kız çocuklarının okumalarına karşı çıktı, onların cahil kalmalarına neden oldun. Sen istediğin kadar sade anlaşılır bir dil de, okuyamadıktan sonra Türkçe olmuş, Kürtçe olmuş fark eder mi?
Sen Ağa çocuğusun,
sen Şıh çocuğusun,
Sen Aşiret ağasının oğlusun, senin onbeş, yirmi köyün var bu prospektifi ancak sen okursun.
Bu toplantıyı düzenleyen Osman Baydemir’i ve bu toplantıya katılan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy (konuşmayı Türkçe yapmıştır), Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı( Konuşmasını İngilizce olarak yapmıştır), Kongrenin onursal başkanlığını yapan Dr. Tarık Ziya Ekinci ( Konuşmasını Kürtçe ve Türkçe yapmıştır.
Ben diyorum ki bu aşiret reislerinin gücü yetiyorsa topraklarını marabalarına dağıtsın herkes kendi ekmeğini kazanmaya başlasın, işgal ettiği köylere özgür davranma ve düşünme özgürlüğünü versin bakalım birde o zaman görüşelim… Demokratik açılımı bende değil önce kendinde arayacaksın…
Açık ve net olarak söylüyorum, Türkiye’yi kargaşa ortamına sürükleyen bu tür girişimleri şiddetle ve nefretle kınıyorum…
Mutlak bir gün bunların hesabı sorulacaktır diyorum…