3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
711
Okunma

Bekir YALÇINKAYA
Son günlerde, hemen herkesi habis ur gibi saran bir Açılım meselesi ortaya döküldü..
Kim ne kadar isterse bu döküntüden çuval çuval doldurmaya ve Açılım’ı oldurmaya başladı..
Halbuki Anadolu; vermiş olduğu milli imtihandan muzaffer çıkar çıkmaz Açılım’a geçmişti..
Peki Tarih kaçtı? 1923..
İmparatorluk yerine TC kuruldu; açıldık. Sadrazamlık yerine Hilâfet de kaldırılarak TBMM çatısı oluşturuldu; açıldık.
Ardından 1928’e kadar süregelen Arabca dilli eğitim sistemine Lâtince’yi yerleştirdik; Açıldık.. Hem de Batı’nın tam istediği merkezde..
Şapka devrimi ile asabileceğimiz kadar adam astık; ..Ve açıldık.
Hattâ bir ara Ezan-ı Muhammediye’yi Allahü Ekber’den aldık; Tanrı Uludur yaptık; Yine açıldık.
Laiklik, Tek partili sistemden Çoğulcu Demokrasi’ye geçişi sağladık; Açıldık.
Öteki isnadları arasında Aynur Aydan ile metresliği var diye Bebek konusuna el attığımız bir Başbakan Menderes’i Yassıada mahkûmu yaptık ve yıllarca süründürdükten sonra da astık.. Asıp kestikten sonra iade-i itibarda bulunduk; Açıldık..
12 Eylül’e gelip dayanmadan Batı ve Kuzey mukallidi bir gençliğimiz ile yabancı akımlara el attık; Açıldık...
Bu açılış da galiba yetmedi, yine idam sehbasına adam çıkardık; Tam açıldık..
Derken Darbe geleneğimiz devam eyledi, Şeriat denen Kur’an ve Hadis bütünlüğünü açmada gecikmedik. Ama bu defa ipsiz sapsız bir Şeriat’sızlığa açıldık.
Anadolu; içte veya dışta açılmaya muzdarib ne kadar nesne varsa bağrına bastı ve açtı..
Amma dönüp gerisine bir baktı ki, 70 yıl önceki açılımları az bulan tokmakçıbaşları, 71. yılda yine kendi bağrındaki Diyar-ı Bekir’ine Claudio’su, Lojendik’iyle çullanmışlar..
Suratını yaz boz tahtasına çevirircesine habire Kürdistan haritaları çiziyorlar.. Ehh.. bu da tam açılım zehabından yine iyice açıldık..
Onlar, ne zaman PKK’ya destekleriyle, bölge halkının milli fikirlerine bölücülük köstekleriyle Anadolu’nun üstüne üstüne kapandılarsa, masum Anadolu da hep açılmaya durdu..
Açıldıkça açıldı, ama yetmedi..
30-40 bin şehid verdi, yine yetmedi..
Ermeni Soykırımı sözdesine karşı çıktı diye Yusuf’larını muhakeme eden ve TTK Başkanlığı’na son verenlere Açılım’ı göstermek adına boyun eğdi. Yine yine yetmedi..
Aman Açılım’a bir zarar gelmesin diye, TBMM Çatısı altında bile isyanlara bayrak açanlara
kulak tıkadı.. Bunlar da yetmedi..
Şimdi; Milliğini boz diye diretiyorlar..
Şimdi; Halk’larının arasına ayrımcılık sok dayatıyorlar..
Şimdi; TSK’ni taarruzlarından men ed, her gün senden şehid alan silâhlı hainlere karşı silâh bıraktır diye efeleniyorlar.
Ha bu da kâfi gelmiyor..
Açılım için gider şunun elini öperiz. Varır bunun kapısına dayanırız diyorlar..
Ve dayanmaya da başladılar.. 40 bin şehide kadar, PKK’nın silâh sıktığı mazlumları görmeyenlere, haydi bir kere de; “Türk Askeri’ne sıkılan kurşun bana gelsin” dedi diye, el pençe duruyor ve övgüler yağdırıyorlar..
Yani; iyiden iyiye açılıyor, saçılıyoruz.. Hattâ çok da yeterli derecede, Kızıldeniz’in ortasına kadar açıldık..
Ama, AB’imize bu da yetmiyor..
Peki bu AB’ilerimiz, AB’ılalarımız daha ne istiyorlar bizden?
Galiba şunu istiyorlar;
KAZ
“-Oli Rehn AB’imizden emir gelmiştir emir
Emir’in bıçağına ne çelik denk, ne demir..”
Telefon mu, mektup mu bilen var mı geleni?
Yakışır Has Eşeğ’e çul olsa da palanı
Oli bıçağı kessin, varsa sözün yalanı
Baş AB’imiz Oli Rehn neye emir vermiştir?
“Açılımın içini tez doldurun!” demiştir.
Dışı bilinmese de içi hemen dolmalı
Bu şey Kene değilse, bir Topal Kaz olmalı
İçini doldurmaya tüylerini yolmalı
Ya AB’ılamız olan Clavdiya ne der ki?
Merkel’le bir olup da içine mi eder ki?
Kaz’a Kaz dememeli, Kaz’da ne hikmetler var
Tek ayak üstü uyur, ne hayâllere dalar..
Yeşillik olsun diye, cırk cırk bir şeyler salar
Böyle Kaz’da, AB’imiz Lojendik’e bu cırk az
Ne bir, ne iki.. O’na vız gelir elli yüz Kaz
Kaz’dan bir hikmet daha; bulaşık suyu sever
Mahsus, yem arar gibi suda çamuru gever
Cins bir Kaz’ın duruşu bütün Dünya’ya değer
Gel de, Çapkın AB’imiz Sarkozy’e lâf anlat
O da kaldırır sopa, vurur Kaz’a; Pat! Pat! Pat.!
Kaz vurmayla ölür mü? Rasmussen’e soralım;
Ölür, kesin diyorsa, bunu hayra yoralım
Severler, içini de bulgurla dolduralım..
Haa.. AB’imiz Barak’la, Hans da isteyebilir
Bizim kaç Kaz’ımız var, haydi sayalım bir, bir..
Bu mahlûğun; 1402’den beri Topal bir şekilde Akşehir’de görülen ve Aksak Timur ile Yıldırım Bayezid’e vurulan bir mahlûk olduğu söylenmektedir.