8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
792
Okunma
Yine sana yazıp gönderemediğim, mektuplardan bir tane daha yazıyorum sana sevdam. Meğer ne kadar çok sevmişim seni.
İnsan bazen yanında iken fark edemez bazı şeyleri. Elinden yitip gittiğinde anlar değerini. Tıpkı sabun köpüğü gibi. Su ile birleştiğinde köpürür, köpürür ve bembeyaz balonlar oluşur. O balonlara baktığında sanki dünya, yörüngesinde döner ve dünyada ne kadar canlı varsa görürsün orada.
Sonra zamana direnemez ve o balon sönüverir. Kayar gider ellerinin arasından. Ta ki yine su ve sabunun bir sonraki birleşmesine kadar. Ama orada marifet onları bir araya getiren ve emek veren o ellerdir. Sevgilerini harmanlar o eller iki maddenin. Birleştirir ve güzel bir eser çıkar ortaya.
Biliyor musun ne olmak istedim şimdi?Ya sabun, ya da su. Bir araya gel(ebil)seydik, bir arada kalabilseydik keşke. Yeniden seninle kavuşmanın hazzını yaşasaydık o sihirli köpüklerde.
Senin gidişinden sonra neler yaşadığımı yazmıştım bir önceki mektubumda. Sen gittin ya ! Gidişinle farklı bir insan haline geldim sevdam. En çok benim gülüşümü severdin. Onun için de benim gülmem için şaklabanlıklar yapardın. Üzgün ve asabi de olsam en sonunda başarırdın beni güldürmeyi.
Hatta bir kez inat etmiştim gülmemek için. Hani, bir dere kenarındaydık. Söğüt ağaçları vardı kenarında. Yemyeşil çimenler vardı. Su, şırıl şırıl akıyordu mecrasında. Kuşlar serenat ediyordu doğaya. Sırf senin şaklabanlıklarını görebilmek için naz yapmıştım sana. Sen, beni güldürmeyi başaramayınca, atladın o derenin içindeki buz gibi suya.
Islanmış o halini görünce, kahkahayı basmıştım. Etrafta kim varsa toplanmıştı başımıza. Gülme krizine girmiştim sanki. Bir an gözlerimi sana diktim. O gözlerde, kendimi gördüm. Sevinmiş ve mutlu olmuştun. Sonra ben de atlamıştım o suya. Bizi görenler, önce deli sanmış, sonra anlamışlardı aşık olduğumuzu. Yüzlerindeki tebessümle ayrılmışlardı yanımızdan.
O günden sonra gülmek için hiç nazlanmadım hatırlıyorsan. Hep güldüm sana. Güller açtı yüzümde. O gülücükler, hiç solmadı o kara güne kadar.
O günden sonra huysuz, asık suratlı ve sanki doksan yaşında biri oldum. Gülmek seninle güzeldi. Gülmeyi unuttum senin yokluğunda.
İşte sevdam yine anlattım sana herşeyi. Sen okumasan da. Yazmaya devam edeceğim ara ara. Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum ama. Eğer gerçekten sevmişsen hissedersin yüreğinde yazdıklarımı ve düşündüklerimi. Haydi şimdilik hoşça kal. Bir daha ki mektubuma kadar.
Sevdam, sen sevsen de sevmesen de ben hala seviyorum seni. Bu yürek hiç unutmadı ki seni. Her an, her saniye, her salise ruhumda ve kalbimdesin. Bunu sakın unutma !
Yüreği senin için hala atan kadın.