13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1452
Okunma

Bir gerçeğe "yok" demekle o gerçeğin varlığı kuşkusuz ancak aptalca bir duyguyla kişi için red edilmiş olur;o gerçeğin özünde ne bir zedelenme ve ne de o gerçeğin gerçekliği hakkında bir kuşku söz konusu olabilir.
Aklı evvel milliyetçi ırkçı tayfasının kadim "KÜRT" kültürüne karşı ortaya koymuş olduğu inkarcı ve red’çi politika ve söylemler bazı zavallılar tarafından kabul görebilir,bazı haddini bilmezler tarafından alkışlanabilir.
Ortadoğunun en eski medeniyet ve kültürünü bağrında saklayıp büyüten yiğit bir halkın varlığını ve köklerini inkar etmek olsa olsa "havanda su dövmek" le eşdeğer bir çaba olur.
Burada "KÜRT" kültürü hakkında bilimsel ve tarihsel bir makale yazmak niyetinde değilim;ayrıca bu inkar saçmalığına bulaşmış,ırkçılığın kanlı çullarını üzerine geçirmiş zavallıları muhattap almanın hiçbir anlamıda yok!
Bu coğrafyada kardeşçe ve barış içinde yaşayabilmek,eşit ve özgürce yaşayabilmekle ilintilidir kuşkusuz.
Kürt ve türk halkının buluştuğu ortak paydaların etrafında kenetlenmek,aynı çatı altında ülkenin aydınlık geleceği için mücadele etmek yüreğinde ülke sevgisi taşıyan ve sorumluluk yüklenmiş her duyarlı yurttaşın kuşkusuz "evet" dediği yegane gerçektir.
Barış için ve güzel bir gelecek için yeri geldiğinde çok yakınınzdaki çatlak seslerle mücadele etmek zorunda kalabilrsiniz ve hatta bu mücadele uğruna bazı şeylerden feragat etmeniz gerekebilir.
Toplumun bir kesimini dışlamak,yok saymak çözüm değil ancak çözümsüzlük getirir.
Kürtler ve Türklerin birarada kardeşçe yaşamaktan başkada şanslarının olmadığını kabul etmek lazım,ama bu kardeşliğin eşit şartlarda ve koşullarda olması kuşkusuz çok önemlidir.
Aydınlık ve barış dolu yarınlar dileği ile!