Mardin, her şairin aşık olmak istediği şehirdir...
.................................................


Bir Mardinli olarak, Mardin’i bir sene oldu keşfedeli. Daha önce Nüfus Cüzdanımda il olarak geçen bu tarihe kente bir yabancı gibiydim. Farkında değildim, onun kadim bir şehir olduğundan. Onu görmek için ta okyanuslardan ona turistler geldiğinden haberim bile yoktu...


Onu gezmek, onu bulmak, ona aşık olmak bir senedir devam ediyor...O da Mardin’e bir kuruma memur olarak atanmam gerçekleşince, bu şansa sahip oldum... Yoksa hala bu mutluluktan mahrum kalacaktım...


Mardin bir akvaryum gibidir bana göre. Duruşu, havası, misafirperver ve dört dil konuşan insanları, kilise ve camileriyle mozaik bir yapıda seslenir muhatabına...


Gündüz taşlarla sergiler hünerini, gece ise inci gerdanlığındaki ışıklarıyla gözleri kamaştırır büyük bir hayranlıkla... 25 saati canlıdır, huzurludur, nurludur, umutludur, gülümseyen bir çocuktur, güvercin kanatlıdır, çok gizemlidir, telkari olan gümüşçülüğüyle bir şarap tadındadır, kısacası diyebilirim ki keşfedilmeyi bekleyendir yolcusuna Mardin...


Daracık sokakları, tepeye yaslanan evleri, asırlardır fotoğrafını değiştirmedi. Her türlü olumsuzluğa rağmen ayakta kalan minareleri, her türlü baskıya rağmen dimdik ayakta duran çanları... Ve ne olursa olsun bir arada yaşamaktan sıkılmayan Kürtleri, Arapları, Süryanileri...


Bir arada yaşamanın birliktelik şarkısı, çizgisi, konumu haklı bir insanlık portresidir Mardin...


Mardin’i mardin yapan çok özellik var tabi. Bir yıldır içini dışını geziyorum ama bitiremiyorum yolculuğumu onda. Gün geçtikçe yeni bir güzelliğini, yeni bir estetiğini, yeni bir yüzünü görüyorum...


Kürtçe, Türkçe, Arapça ve Süryanice ezgiler kulaklarınıza bir orkestra melodileri gibi gelir, siz Mardinle tanışırken yahut Mardin sizle konuşurken...


Gerçi zamanında önlenemez kaçak yapıları dokunu bozsa da; o beyaz, o gri görünümlü kokusuyla ziyaretçileri kendine çekmeye alışkın bir ruhtur Mardin...


Mardin aşktır, maşuku doymaz ona...

Mardin başkadır, farklılığına ermez kimse...

Mardin mert, comertlerin meskenidir; herkes buna layık olmak ister...

Aslında Mardin,

Zengin dilleriyle
Engin taşlarıyla
ve
Bilgin dinleriyle bir dünya kucaklaşması, buluşması ve kavuşmasıdır...


.....................................
MESELCİ
12 Eylül 2009,,,
Mardin