Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
imitasyon düşler
imitasyon düşler

Aklım Sen Beni Tut

Yorum

Aklım Sen Beni Tut

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

736

Okunma

Aklım Sen Beni Tut








Şimdi ne yazdığımı okumadan hatta bu sayfaya gelir gelmez yaptığım rutin renk ve tür seçimini bile yapmadan sadece yazacağım yoksa hepsi ev sahibinin tuvaletten çıkmasını bekleyemeyen sabırsız misafirler gibi kapıdan dönecekler. Kafamdan, demeliydim.

Sadece bir dakika önce, ya da bir buçuk, şunu düşündüm. Madem bir bütün olarak yazamıyordum artık anlık halet-i ruhîyelerden bahsedebilirdim. Şöyle ki, bu sabahın köründe en yakın arkadaşlarından biri ameliyat olan biri nasıl hisseder diye düşünüp onun psikolojisi hakkında yazmak mesela. Sonra kafamı namazda selam verir gibi soldan sağa çevirdim ve yine o lanet maviyi gördüm. Aslında lanet filan değil hatta pek de hoş fakat uzunca bir süre eğlenecek başka bir şey bulamazsan deniz bile sıkıcı olabilir. Bir cümle daha kurup bunu uzatacaktım ama yeni bir hatta kelimesine yer verdiğim için onu sildim. Çok fazla kullandığım kelimeleri biraz kırpmayı deneyeceğim. Uzatmayayım, denizi gördüğüm an şunu düşündüm: denizi ilk kez gören, şuan benim gördüğüm açıdan ama, biriyle her gün onu görmekten mutsuz birilerini karşılaştırsam ve diyaloglarını yazsam mesela. Sonra huuv diye geçirdim içimden, bunları düşündüğüm anki psikolojimi yazarsam o da güzel bir şeyler olabilirdi. Sonra kitabı hemencik kapattım. Çünkü tüm bunları düşünürken bir de kitap okumaya çalışıyordum. Oysa tüm bunları kafamdan yok edip yoğunlaşmam gereken bir staj raporu vardı. Ne yazık ki ben işlerini son dakikaya saklamadan bütün enerjilerini o projeler üzerinde kullanamayan erteleyengillerdenim. İşte şeytanım başardı ve tasarladığım her şeyi unutturdu.
Harika!
Kıçı kırık bir şeytan kadar dahi olamamam takdire şayan doğrusu.

Şimdi eminim kitabı açıp ona yoğunlaşmayı denesem,

Geldi.
denesem, ile kalan cümle öylece bir süre kalsın çünkü şuan aklıma bir şeyler geldi.

Ve süper!
Öyle hızlılar ki, beynimin içinde benle oyun oynayan minicik, atomik parçalar var! Misafirlere pipisini gösterip küfür eden haylaz çocukların babası adar mutluyum aslında onlara sahip olduğum için ama bazen beni böyle çok müşkül bırakıyorlar.

Evet evet, algoritma şimdi kendini buldu.
Her şey şöyle başladı işte.
Loreena McKennit dinliyordum ve melodi bana nedense bir çizgifilmi çağrıştırdı. Sonra uzun bir süre hangi çizgi filme ait olabileceğini düşündüm, bulamadım. Sonra sıkılıp Tutunamayanlar’a tutunmaya çalıştım. Aklıma bir sürü başka başka şey geldi. Edepsiz şeyler istedim. Sonra evet, soldan sağa kafamı çevirdim, evet selam verir gibi, evet yeniden denizi, adaları ve tüm o gemileri gördüm. Ve evet bu şahane görüntünün bile beni sıktığını düşündüm. Sonra bu manzarayı ilk kez gören biriyle konuşsam dedim, benim çıldırmış olacağımı düşünürdü. Evet bu da mümkün olabilirdi, birkaç gün önce banyoda öldüğümü düşündüğümü ona söylememeliydim bu yüzden. Ona burada bir buçuk ay boyunca her gün oraya baksa yine de sıkılacağını söylemeyi düşündüm evet, evet sıkılırdı.
Ve son bir evet, insan çok sevdiği her şeyden sıkılırdı.

Buradan sonra gerçekten her şeyden mi, diye sordum kendime.
Mesela çok sevdiğin bir şarkıdan.. İlk dinlediğimde beni bununla gömün diyebileceğim her şarkıdan maksimum bir hafta sonra sıkıldım. Evet zaman zaman dinlemek keyifli olabilir, ama hiç birisi o ilk bir haftanın tadını vermez. Sonraki her bir haftada başka başka tatlar alırsın, iyi kötü.
Bunu Whopper için, deli gibi aşık olduğum bir adam için ve hatta utanmazlık edip annem için bile düşündüm.
Eminim,
insan çok sevdiği her şeyden bir gün sıkılır.


denesem, ile yarım kalan cümleye şimdi devam edebilirim.
Şimdi eminim kitabı açıp ona yoğunlaşmayı denesem, aklımdan yine kağıda düşürürken hızına yetişemedim milyon tane düşünce geçer. Sonra ben kitabın kapağını kapatırım, o anda benim yaramaz atomik parçacıklarım da ortadan kaybolurlar.

Şuan canım inanılmaz çay istiyor.
Ama buranın çayı neden bu kadar tatsız anlamıyorum.
Yetiştirme yurdu yemekhanesinin yüzlerde öğrenci için kaynayan lezzetsiz kazanı gibi.. Özensiz yapılan her şey lezzetsizdir. Kalabalık güzeldir, çay yapmak sanattır, bunu toplumla buluşturmak hizmettir, bu hizmeti kusursuz tamamlayan insanlar da bugün benim için kurban derisi toplayan THK kadar kutsaldır.


Eve gidip kendi çayını yapmasına saatler olan hatun kişi ne yapmalı öyleyse şimdi, çok sevdiği bir şarkıyı dinleyebilir.





Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Aklım sen beni tut Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Aklım sen beni tut yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Aklım Sen Beni Tut yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
birinci eski
birinci eski, @birincieski
14.8.2009 01:38:42
siyah zemine beyaz çok yordu okurken...yazıya odaklanamadım bir türlü.. saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL