5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1052
Okunma

Gözlerini kapamak hayata… gözkapaklarının altında resmolanlara bakmak uzun uzun… olabildiğince ruhunu dinlemek ve ne istediğini bilmek… tam “buldum” dediğinde gözlerini açıp kaybetmek her şeyi… iç dünyamızın yollarını birtürlü dışarıya bağlayamamak…
İçimizdekiyken ; bizi biz yapan, o’nu kendimizden bile gizlemek. Hep başkalarının istekleri doğrultusunda yaşamak mecburiyetinde kalmak… ve aşikar edemediklerimizle ölmek; hiç var olmamış gibi yokluğa karışmak ötelerden ümid ederek…
Kendimize vakit ayırabilmek için vaktin, vaktini beklemek…sonuç olarak varılan nokta “hiçlik”…
Başkalarının istediği hayatı; kendi hayatımız gibi yaşamak… ve bu yaşantıyı ömrümüzden saymak… geriye bakmak istediğimizde içimizdekilerin çoktan toprak olduğunu görmek… harekete geçmenin faydasız olduğu bir hayat bulmak…
Ve kendi yapamadıklarımızı bir başkasına yaptırmaya çalışarak; bu kısır döngünün bir parçası olmak…
Bütün bunlardan soyutlanıp kendi gibi olmaya çalışanı sindirmeye çalışmak, dışlamak… yani yetkimiz olmadığı halde sınırı aşan sorgularla birlikte ceza vermek…
Oysa herkes ne biliyorsa kendi hayatından biliyor. Başkasının hayatı için hiçbir şey bilmiyor!...
Zehra