Gecenın bir vakti uyanırsın.Gözlerinden firar eden uykunun, kaçışına tanık olursun.Bu kaçma eylemi hakkında o an, pek fazla düşünmezsin."Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım." cümlesinin anlamsız olduğuna tanıklık edersin.

İnsanın aklına, uykusunun kaçmasına yardımcı olan nedenler hakkında, bir çok şey gelebilir.
Gündüz beyninin içine misafir olarak ziyaretine gelmış olan düşüncelerinin,misafirliği abartmış olmasına tanıklık edersin.

Düşüncelerin beyninin içinde kalıcı olduğunu bilirsin.Kalıcılığın altında yatan sebeplerin cevaplarını almana yardımcı olacak sorulara gerek kalmadan görür ve anlarsın ki kalıcı düşüncelerinin sponsorluğunu,markasını bilmediğin Japon yapıştırıcısı üstlenmiştir.

Kaçan uykunu;güzel bacaklara sahip kadının, bacaklarına geçirmiş olduğu külotlu ya da külotsuz çorabının aniden kaçıvermesine benzetirsin.Kaçan uykunun,ne zaman geri doneceğini bılemezsin.Kaçan uykunuzun eşkalini de İnterpole vermek düşüncesinin de kendi kendini kandırmaktan öte olmayacağınıda bilirsin.


Uykun kaçmıştır.Uykun firar etmiştir..

Kaçan uykunun ardından,ağzından dökülen "Delikanlı adama 20 dakika uyku yeter” ya da “Öldükten sonra bol bol uyuyacağız” cümleleri ile kendini avutarak,ağaracak olan gökyüzüne bakar durursun..

Uykun da kaçar,yaşadığın hayatın içinde çok şeyler de kaçar...Fakat,benim gibi kaçmasını istemediğin bir şey vardır..

Gün ağarır..

Sabah,gece boyunca uyuduğun yatağından kalktığında;sağlığın için dua edersin..Ve dersin ki:

-Allahım !!! Var olan aklıma mukayyet ol !! Bari o kaçmasın...

Yoksa yoksa mı ?

Uykum;karanlıklar ülkesinde bazen firaridir..Bazen de gecenin ve karanlığın vazgeçilmezidir..

Başka da bir şey değil....