Bu sabah gözlerimi açınca güne, gülümseyen bir güneş gibi duruyordu karşımda. Hayali, gerçeğini aratmayacak kadar sıcacık sıcacık bakıyor, “Günaydın” diyordu. Zaman eşiğinde bir seksek oyununda buldum ki kendimi, başladım bir düşü yeniden yaşamaya.

Saatler öncesinden başlamıştı dostlar toplanmaya. Dört bir yanından yurdumun, ışığa koşan kelebekler gibi uçuyorlardı sanki Tekirdağ buluşmamıza. Gülücükler vardı yüzlerde, gözlerde dostluk ateşinin şavkıyan ışıltıları. Tüm yürekler bir olmuş, haykırıyordu çok bedende tek şiir olabilmenin doğum sancısını.

Su gibi aktı zaman. Karıştı gönüller gönüllere, dilekler dileklere, sanat adına/şiir adına. İnsan olmanın, olabilmenin duyguları paylaşıldı. Eller birleşti, gözler birleşti, yürekler birleşti. Coşkular bir sel olup aktı Edebiyat Defterine.

Günaydın, yeni güne. Günaydın, şiirin şafak bekçilerine. Ve günaydın diyorum bu şöleni yaşatan bir şövalye’ye. O gerçekten bir şövalye. Onca yorgunluğuna rağmen ve onlarca aksaklığı aşıp bizlere hissettirmeyen ve yüzünden tebessümü eksik etmeyen gerçek bir şövalye. O, sıcaklığıyla ve dostluğuyla sanırım hepimizin gönlünde taht kuran şövalyemiz oldu.

Adı, ‘kardanadam’dı ama, KARDAN ŞÖVALYE olsun bundan böyle adı. Saygıyla.

Not: Bu etkinliği gerçekleştiren, “Edebiyat Defteri” yöneticileri sayın Habib Dağ ve Nesrin Akalmış, Tekirdağ temsilcisi ve organizasyonun mimarı Celal Çalık beyefendi başta olmak üzere emeği geçen tüm dostlara teşekkürler.