Sevmişiz seni diye yazıyor gazeteler.
Gerçi biz abartmayı severiz başkalarını, kendimizi de yok mertebesinde görmeyi severken.
Selefin Bush pek sevilmezdi bu coğrafyalarda.
Buşt, push, puşh,buch falan diyenler olurdu.Buralarda gelenektir öyle isimler takmak başkalarına.Temsil ettikleri çevreyi düşünmez, eleştiri yapıyorum derken isimleri kelimeleri yamultarak küfür etmeyi tercih ederler.Gerçi Ay Kû su düşük olan kesimin tercihi oldu hep genelde ama, böyle bir yön de var yani bilesin.Karikatür hakaretlerine kızıp da, diğer yandan papazlı, rahibeli kuyruksokumundan aşağı fıkralar anlatmayı, yaymayı pek sevenler arasından efelenenler olabilir.Zaten onların derdi de ne hakarete uğramak ne de hakarete uğrayan değerleri sahiplenmek değil, bir nevi orgazm.Zaten elin yaptığı hakaretlerden daha beterini içerilerde kendi halkının değerlerine yapanlara eşzamanlı olarak yaltaklanabilmeleri de boşuna değil.O yüzden sana da isim falan takabilirler dikkatli ol.Tarak Obama derler, Balık Obama derler, Bırak Odama derler, sen tedbirini al.
Biz içimizde, kendi halkının seçilmiş meclisine dahi küfür eden şerefsizler barındırıken, başka milletlerin değerlerine küfür edenleri, hakaret edenleri hele hiç kimse iplemez buralarda. Ne halleri varsa görsünler derler.
Bak Obamacım...
Şimdi duyuyorsundur belki, "Niye geldi ki bu hemen ayağının tozuyla bismillah demeden", yine ne isteyecek acaba diye düşünen bayağı baygın aydınımız var.
Hani biz dünyanın kıytırık bir köşesinde, beş on nufuslu kıytırık bir ülkeyiz ya, biz kim oluyoruz da bizi ziyaret ediyorsun diye ellerini popolarına kapatarak duvar köşelerine sinme talimleri yapanlar olabilir.
Hadi biz Natonun en büyük iki müttefik ülkesi değiliz, Nato içinde en etkin faaliyetleri birlikte yapan ülkelerden olma tercihini 40-50 yıldır ülke politikası haline getirmemişiz diyelim.Hadi biz çok yakın geçmişte dünyanın en büyük imparatorluklarından birisi olarak büyük bir coğrafyaya hükmetmiş bir devletin mirasını taşımıyoruz diyelim.
Hadi dünyanın enerji coğrafyasında kilit bir konumdaki ülke değiliz, bölgenin en güçlü en gelişmiş ülkesi de değiliz diyelim.
"E ama biz Türküz be gözüm" de mi diyemiyorlar diye aklına birşey gelmesin.Onlar öyledir.
Batı kaşığıyla fışkı karıştırmayı severler de, karşılarında aşağılık kompleksleri de devşirir.
Çünkü iğrenç bir taklitçi mahluk olduklarını bilirler.Onlara ne kadar benzemeye çalışırlarsa çalışsınlar, üstlerindeki cici ithal kıyafetlerle, yüzlerindeki yılışık yaltaklanma sırıtısıyla sahibinin bacağına sürünüp kuyruk sallayan şeker şeylerden öte değer taşıyamayacaklarını da farkedemezler bu halleriyle adamların nezdinde.
Ne tarihlerinden haberdardırlar, ne güçlerinden , ne de önemlerinden.
"Biz kimiz ki ya" diye şaşırmaları ve ziyaretini de aval aval izlemeleri bu yüzden.
Daha önce de, "eyvah çok ileri gittik, şimdi canımıza okuyacaklar, biz kimiz ki katliamların hesabını yahudilere soruyoruz" diye sinir krizleri geçirenler de bu aynı çevredendi zaten belki farkettin.
"Ne yaptınız, şimdi burnumuzdan fitil fitil getirecekler" diye hop oturup hop kalkanlar hani.
"Aman ha adamlardan hakkımızı isteyip de incitmeyelim, onları mahçup etmeyelim" diye düşünüp, rengarenk fularlarıyla Dünya kentlerinde kokteyleden kokteyle dolaşip ömür tüketmiş monşerlere de pek aldanma.Onların "diplomatik nezaket ancak tavizle mümkündür" boşvermişliği yanlıtmasın seni.
Gerçi sen "ülkemin çıkarlarını savunmam için Türkiye ile ilişkileri geliştirmeliyim, dostluğu pekiştirmeliyim.Ticareti arttırmalıyım.Ortadoğu politikalarımı uygularken Türkiyeyi yok farzederek ne İsraili koruyabiliyorum, ne İran hakkında bir operasyon yapabiliyorum, ne Iraktan paçayı kurtarabiliyorum.Türkiye ile dialog halinde bana tehdit gibi gelen bu sıkıntılar için katkı isteyebilirim" diye düşünerek atlamış uçağa ilk ziyaretini buraya yapmışsın.
E senin ülken için menfaatler o yönde olabilir ama bir de bizimkileri dinlemekle iyi yaptın.
Herkeste öyle aşağılık kompleksi yok, heveslenme boşuna."Yahu adam o kadar yolu gelmiş, bari şu kıyağı da hatırına yapalım" diyecek kimse olacağını sanmıyorum.Türk, gücünün ve değerinin farkında.Dostluğunu kazanırsan sen de kazanırsın, ülken de kazanır.
Bu ülke geçmişte çekiç güç helikopterlerinden dağlara teröristlere balyalar atıldığının farkında olan bir ülke.
Belli ki içeride bazı terör odaklarıyla işbirliği yapmışsınız, terörü bitirmemek için içeriden o çeteler, dışarıdan sizinkiler bayağı çalışmışsınız.Arada silahlar satılmış, uyuşturucu paraları üleşilmiş, takoz olan çıkıntı Türkler faaili meçhullenmiş falan, ama geçti hepsi.
Sizin düşünce kuruluşlarınızda ülkem için darbe senaryoları tartışılması da artık pek etkili olamıyor.Uzaktan çeşitli CIA organizasyonlarıyla da artık istediklerinizi yaptıramaz oldunuz diye mi acaba bizzat kendin geldin diye aklıma bazen fesatlıklar da gelmiyor değil.
Ama Obamacım, daha yenisin sana da biraz avans vermek lazım.
Zaman içinde bakacağız sözlerinin arkasında mısın diye.
İlk sözünü Rasmussen için vermişsin.Halep oradaysa arşın da burada.Yine bir yamukluğunu görürsek Rasmussenin, ensende boza pişiririz ona göre.
Yengeyi bu sefer getirmemişsin.
Bugün gazetede gördüm.
Güya " Türkiye mi, ne işim var orada" diyesiymiş.
Hani yukarıda bahsettim ya, aşağılık kompleksi diye.
Bu biraz daha kompleks bir aşağılık kompleksi.
Başkasının ağzından, "Biz bir bok değiliz" demeye çalışmanın yavşakçası.
Bunlar sana muteber insanlar gibi görünebilir belki çevrene sokulduklarında.Aman dikkat et, yanıltırlar seni.
"Bunlar da pek naifmiş canım, vur kafalarına al ekmeklerini" diye düşünmene neden olurlar, sonra sen çekersin hesapsızlığın faturasını.
Ülkemde misafirsin diye anlatıyorum sana bunları, yoksa babamın oğlu değilsin.
Üzülmeni istemem.
Bir dahakine yengeyi de getir.
Korkma burada kamusal alana zencileri alıyorlar şimdilik.
Ama, "gelirken yanlarınıza eşarp alın" diye öğütler verdiğinizi yazan medya doğru diyorsa, Sultanahmeti gezdikten sonra Mişel Yenge eşarbını çıkarmayı unutmasın.
Belki kamusal alana o zaman takılabilir.
Hadi öptüm Obamacım.
Yine bekleriz, yengeye selamlar...