Memleketimizde bir savaş havası var gene…Medyasal meydan savaşı veriyoruz..Sanal içerikli gerçek bir savaş..

Kimin elinin kimin cebinde olduğu çok da umurumuzda değil ama bazen merak ediyoruz… Kimin eli kimin cebinde acaba…?

Birilerinin düşünmemizi istediği şeyleri kendi hayatımız ve fikrimiz gibi düşünerek , hayatın kıyısından geçiyor ve felsefe yapıyoruz kendimizce..

İşimize gelmeyen bir fikri ve siyasetçiyi hiç yoktan yere, yerin dibi ve arş-ı ala arasında bir yerlere sığdırmaya çalışıyoruz..Ve bu çelişkili mantığa alışıyoruz…Biz ne yapıyoruz ? Gelelim çelişkili yaşantımızın yazıya indirgenmesine..

Kılıçtaroğlu kılıcını kuşanmış salvo yapıyor önüne gelene. Yılların gazetecisi Uğur DÜNDAR bir türlü sormuyor…Mehmet ALİ BİRAND bir türlü sormuyor…Sesimiz gitmez ama biz soralım; Sayın Kılıçtaroğlu bakanlığı döneminde kaç akrabasını ssk ya yerleştirmiş ? İstanbul da yerleştirilmeyi bekleyen kaç akrabası daha var ? Şimdi bu soruyu sorduk ya , hani birilerinin istemediği iki çift laf ettik ya, bizi hemen akp li olmakla suçlarlar. Bu suç mu o ayrı bir mevzu ama derler işte..Kayığa bindik bir kere..Derler de derler..Oy vermesek de ‘ verdi ’ derler..Anladınız siz onu..

Biz niye böyleyiz ? Acaba tüm insanlar böylemi ki ? İstemedikleri cümleleri duydukları insanları hemen bir kalıba sokar mı ki herkes ? Bize benzemeyeni dışlamak bir erdem mi ki ?

Başbakan imf ye rest çeker mutlu oluruz..Bush un önünde bacak bacak üstüne atar mutlu oluruz..Göklere çıkarırız..Azıcık işlerimiz ters gitse hemen yükleniriz…Onore ettiğimiz Başbakan ı bir anda yerlere sereriz…Biz niye böyleyiz..?

Bizlerin yaşam biçimi ülkemizin dış siyasetine de yansır..Tutarsız vatandaşların devleti de tutarsız davranır..Rest çektiğimizi düşündüğümüz imf ile gizli anlaşmalar sürer..

Davos ta kafa tuttuğumuz İsrail ile hep bir dirsek temasımız vardır..Abd yi Irak ta işgalcilikle suçlarken onun dizinin dibinden ayrılmayız…Ara sıra kafa tutar,tribünlere oynarız, işimizi biliriz..Tazı ve tavşan arasında bir yerlere sıkıştırırız benliğimizi.

Önümüzdeki günlerde Cemre düşecek…Seçim havası var millette iyice..Kızarmayı unutmuş suratlar, kalın enseli namertler gene oy devşirecek, gene yalanlar uçuşacak, arkasından sövdükleri adamı yanında bulan halk , geçen seçimde verdikleri destekten bahsedecek ve yalakalığa devam edecek.

Bir seçim daha bitecek.Beklediği menfaatleri elde edemeyenler, sahtekar formatına soktukları siyasetçileri sahtekarlıkları yüzünden gene sevmeyecek..Gene arkasından sövecek..Gün gelecek gene kahvede ortamda kalın enseli burjuvalar yanına gelince gene yalakalık yapacak aynı kişiler..Sonra aynı serüven devam edecek..

Sonu başından belli bir Türk klasiği izleyecek ve aynı filmde rol alacak ülkemin insanı..Hem oynayana hem yönetmene sövecek.. Meydan savaşı tadına bir MEYDAN ÇELİŞKİSİ yaşayacak. Aynı karede rol kapmak için olmadık rollere girecek yine..

Bu kısır döngüden bizi kim kurtaracak acaba ? Ve biz çelişkili bir yaşamdan ne zaman sıyrılacağız ? Biri anlatsın lütfen…..