10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
676
Okunma
Davos hadisesi ertesinde ülke medyası tek yürek tek bilek birleşti.
Ülkenin liderine yapılan saygısızlık manşetlere taşındı, milli çıkarlar vurgusu yapıldı, terörizimle mücadele ve bu mücadelenin doğallığı gözler önüne serildi.
Bu ülke İsrail, medya ise İsrail medyası.
Etkili gazetelerinin hiçbirisinde Peresin , vucudunun yarısını da dönerek parmağını sallayarak, bağırarak Türk Başbakanını azarlar şekilde konuşmasından bahsetmedi.
Erdoğanın duygusal tepki verdiğinden bahsetti.
Çünkü medyaları milli idi.
Başbakanın "plajlarda çocukları nasıl öldürdüğünüzü biliyoruz" sözünü manşetlere çekmedi hiçbirisi.
"İstanbula günde on roket düşse siz ne yapardınız" sözünü öne çıkardı C.başkanlarının.
BM gözetimindeki, korumasındaki okullarda, mekanlarda kadınların çocukların nasıl bombalandığını okuyucuların gözlerine sokmadı İsrail Medyası.
Fosfor bombasından bedeni kıpkırmızı kesilmiş bebeklerin derme çatma sedyelerde canhıraş çığlıklarını ve çırpınmalarını izleyicilerinin gözüne sokmadı.
Çünkü milli çıkarları bunları gizlemelerini gerektiriyordu.
Diğer bir ülkede ise merkez medyanın, merkez başyazarları Peres için "olgun devlet adamı", Erdoğan için "ülkeyi ele güne rezil eden başbakan" yakıştırmalarını yapmakla meşguldü.
500 den fazla bebenin katledildiği soykırımda, bebelerin kadınların niye kurşunların bombaların önünden çekilmediğinin, niye bedenleriyle çarpıp durduklarının izahını yapıyordu.
Evini basmış, işgal etmiş kötü komşularının evin kadınının ırzına geçmelerini, bebeklerini parçalamalarını "onlar da bebelerini , kadınlarını teslim etselerdi, üstüne üstlük bir de suratlarına çakaralmaz füzelerle tükürürken, zalim komşuya gel, geç ırza, kes bebeyi demekle eşdeğer direnişe kalkışmasalardı" türünden zırvalarla meşru göstermeye çalışanların düşüncelerini parlatıyordu.
Diplomaside, parmak gözüne sokula sokula hakaretleri dinlemenin nasıl nazik ve monşersi teamüle uygun olduğu, hakaretlere layıkıyla cevap vermenin sığlığı ve görgüsüzlüğü ile kıyaslanıyordu!
Ne olgun ve de asil katillerdi bunlar ve nasıl onların yüzüne katliamları söylenebilirdi?
Bütün dünya zaten "canım bunlar da gerçekten aşırı orantısız güç kullanıp katliam yaptılar, hepsini biliyoruz ama söyleyip de Peresgilleri mahçup etmeyelim şimdi" havasındayken, ne cüretle dilinin altındakileri kaba bir şekilde ağızdan püskürtürdük ki?
Ayıptı bu ilkelliğimiz.
Hatta yuh olsundu bize.
Biz zaten adam olmazdık asla.
Başımızda onca dert varken bize mi kaldıydı elin müslümanının, hatta Arabının bebelerinin hayatta kalma haklarını savunmak.
Yarın bir gün Ermeni soykırım tasarısını senatodan geçirirlerse nice olurdu halimiz? O zaman parçalanmış bebeler mi bizi kurtarırdı müttefiklerimizin elinden?
Tam bebe cesetlerine karşı hassas bir denge olarak göz yumuyorken olanlara, neydi bu şimdi?
Yakın çevremizde olan bitenlere bu hassasiyet göstermek ne cüretti?
Uzaklardan hassasiyetlerini kusanlar zaten bizim adımıza herbirşeyi yapmıyorlar mıydı ki zaten?
Cihan imparatorluğu geçmişte kalmadı mıydı hem? Şimdilerde kendi yağıyla kavrulan, kıytırık bir bölge ülkesi değil miydik, cürmümüz neydi ki?
Bütün bunları yaşatarak onurumuzu ayaklar altına almadık mı?
Susarak onurumuzu korumayı nasıl akıl edemedik.Hiç mi yol gösterecek diplomatımız yoktu.
Bu ülkede medya milli değildi, çıkarcıydı.Hatta çıkarını erteletecek, engelleyecek hiç bir güç olamazdı.
Onur bu kadar bedava mıydı?