Bizler çok ilginç bir milletizdir..Sevdiğimiz adamın hatalarını kendi vicdanımızda siler, onu yıllarca başımızda taşırız. Ülkeyi bu hale getiren eski duayenleri bir türlü suçlamayı düşünmeyiz nedense?
Yeni dönem siyasetçilerde ilginçtir..Her suçu eski dönemlere atarlar. Enkaz devralmaktan dem vururlar. Onlara da hak veririz ama nedense hukuki yolları hiç denemeyiz. Cumhuriyet in ilanından beri süregelen ülkeyi frenleme eylemlerinin suçunu ve faturasını suçu işleyenlere kesmeyi akletmeyiz.
Yeniler eskilerin enkazına laf atarken, eskiler yenileri acemi ve basiretsiz bulurlar. Tüm bu saçma kısır döngünün faturasının kesildiği yer olan bizler ise hep sessizce bekleriz. Bekledikçe de fatura kabarır.
Çağımızın iletişim ve bilişim teknolojişi çok gelişmiş düzeydedir. Artık her evde bir internet ve bir iki televizyon vardır..Ülke teknoloji çöplüğüdür biraz. Medya da bundan payını almıştır. Görüldüğü üzere biz de hissemize düşeni burada icra etmeye çalışıyoruz..
Artık kim nerde ne yaparsa herkesin haberi oluyor..Fakat bu seferde birli kirliliği diye bir problem çıkmaya başladı.. Herkesin herkesi kandırabileceği bir çeşit teknolojik hastalık ürettik..Eski ve yeni siyasetçiler gene birbirini suçlamayı basit hale getirdi ve biz gene aynı temcit pilavına mahkum edildik..Teknolojik demogoji yani.
Teknolojinin varlığı da dertti bizim için , yokluğu da dertti. Biz birbirimizi Ay da bile kandırabilecektik..
‘Uzay mekiği yolsuzluğu’ ve ‘Ay da arazi mafyası falan belediye başkanının yeğeni çıktı’ gibi haberlere acaba yeni nesil kendini hazırlamalımıydı ? Galaksiler arası ulaşımda kaçak yolculuk yapan insanlar mı olacaktı ilerde ? Yoksa korsan ışınlanma makinası yapan teknolojik adamlar mı türeyecekti ?
Biz hep kandıracak ve kandırılacakmıydık ?