Yazıma nasıl başlayacağımı bilmiyorum.Çünkü bilgisizliğim hemen anlaşılacak ve beni komik duruma düşürecek.Eylemden ve söylemden önce düşünmek, bana artı puan olduğu için önce düşündüm(arada bir bunu yaparım).Nihayet yan yan girmeye karar verdim.

İşte bu komik!


Ölmek veya birini öldürmek fikri, aklıma geldikçe kanım daha hızlı akmaya başlıyor.Sinirle ayağa kalktım. Gözlerim dönmüş mü? diye aynaya baktım.Evet dönmüş, ela iken yeşillenmişti.Aklıma yeşillenen fındık dalları geldi, sakinledim.E biraz günlük olayları takip ediyim dedim, hani bilgim artsın birazcık.

Çat...çat...çat...

Her kanalda ağlama, savaş, kan, cinayet, zam falan filan işte...

Gazze yine bombalanmış...ahh
Adam eşini, kendisini aldattı şüphesiyle doğramış...vahh
Doğalgaza zam gelmiş...ohh
Gözaltında bir gazeteci öldürülmüş...tühh
Seda Sayan’ ın gözaltı torbaları sarkmış...pehh
Trafik kazasında bir aile yok olmuş...breh..breh

Sıkıldım, sıktı, imdat!

İyi gidiyor gibi, hadi gelişmeye devam.

Sonrası şu bilgisizliğimden kurtulmak için kitapları karıştırdım.
Anasının yasası, ebesinin davası, kaşlarının karası, gözlerinin elası, yandı yürek yarası.
Olmadı değiştir kitabı.
Arsanın yüzölçümü, onun çapa bölümü, aldık karekökünü, gayri zıkkımın kökü.
Cehalet diz boyu.Yok yok, boğazıma kadar hala cahilim.

Şöyle aklına, fikrine, kültürüne güvendiğin kişilerle konuşmakta fayda var.
-Efendim, siz anlamsızlaştırdıklarınızı, anlamlaştıramasanız da, biz insanımsılaşıp, insanımsılaşamayanları insanımsılaştırmaya çalıştık.
- Yoksa siz hala, Kasımpaşalı’laştıramadıklarımızdan mısınız?

Ne süslü laf, epey uğraştım yazmak için.Okuyan adam nasıl okuyacak? Elbette bu da bilgi ve yetenek işidir.Aslında kendini ifade edememe kaygısı çektiği için, işi yazıya döker.Hele çıkıversin kürsüye;

-Efendim, bizler şöyle yerlerden at üstünde gelirken, dedemiz kılıcını sallarken, aç parantez bir sağa bak bir sola!
Vücut dilini nasıl kullanacağını, parantez içlerine yazıp kopya çekmeyi düşünmüştür.
Ama, yazdıklarına kendi de bir anlam veremediği için, parantez içlerinide metine dahil eder.

Bu da komik!

Neyse, biz en iyisi kendimizce dizgili, büzgülü bir şeyler oluşturalım. Başa gelen ve sona geleni sıralayalım. Bu kültürlü zat bir türlü sıralamaya uyamaz.Çünkü; hayatında asla bir sıralamaya dahil edilmemiştir. Komplekslidir, bunalımlıdır, var olduğunu sanan yok birisidir.
Gömer kafayı kitaba, bocalar durur sayfalar arasında.Oku babam, yaz babam.Bir bakarsın hükümeti düşürür, terörü bitirir ve dünyayı kurtarır.Ha babam, de babam bilgili olmak bunun gereğidir.
Ve son söz;

" İnsanda olmaz ise edep, neylesin medrese mektep
Okusa alim olsa, yine merkep, yine merkep’