10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1382
Okunma

Ömür bir kuş ablacığım..Kanadına sığındığın , sevdalarını serçe yüreğinde barındırdığın ,
kanamadığın,doyumsayamadığın şöyle bir oh diyemediğin bir zamandı.Yamandı ömür, yamalıydı ömür.
Ve hatta, an dan ibaretti.Var ile yok arasına sıkışan zaman dilimiydi.
Neler öğrendik değil mi ,şu hayırsız ve bir o kadar da günsüz ömrümüzde !
Annemizi kaybettik.Henüz küçücük yüreğimizle , ermeyen aklımızla acıyı yar bildik.Kendi dünyamızı kavurduk yoksul soframızda, öğünlerimizi geçiştirdik..
Yüreğimiz de hep bizimle büyüyecek olan sızımızı,annesizliğimizi sakladık.Bilen biliyordu ya, acımsayarak bakıyordu ya yüzümüze, işte ben hep o zamanlar daha çok , daha çok eziliyordum.Eziliyordum işte !
Sen ise benden bir kaç yaş daha büyüktün ve annemin elbisesini giyip annem oluyordun.
Sarıyordun sızlayan öksüzlüğümüzü küçük kollarınla.
Sonra babamızı kaybettik ve çok yalnızlık çektik bu kısa ve günsüz ömrümüzde.Birbirimizin annesi olmuştuk daha küçük yaşlarımızda .Sonra da babası olduk adeta.Her gelen kederi beraber göğüslüyor, yine beraber gülümsüyorduk.
Ben, bu satırları yazarken , seni de kaybedeceğimi düşündüm bu sabah.
Hayırsız bir rüyanın etkisinde olmayı isterdim oysa !
Elimi attığım dallarımın, yavaş yavaş kırılıp, avucumun arasından kayıp gittiğini seyrediyorum ne acı !
Soğuk yüzlü ölüm denen misafirimizin, etrafımızda dolaştığını hissediyorum.Ve günsüz ömrümüze göz dikmiş, baş ucumuzda bekliyor !
Bunu anlayabiliyorum, onu tanıyorum.Kolumu kanadımı kırdığı günden beri hemde.Ve şimdi kanadımın teleğinde dolaşıyor neyleyim ki.
İnşallah, günsüzlüğümüze doğmayan güneşimiz,annemin ve babamın yanında hiç batmaz !
Dualarım seninle...