Bilecik’ten trenle geldik.Eyüp,Nadir,Ersin ve ben.Üniversite sınavı için.
Gelirken içeriz yolda diye bir büyük şişe rakı aldı Ersin.Bardak yok.Şişeden içiyorlar susuz.Bir de ben çekeyim dedim.Mahvoldum.Yandı çıktı ağzım.Sigarayı bile değdiremiyorum dudaklarıma.Nadir gelirken hediye vermek üzere bamya getirmişti yanında.Bakırköy’de oturan halasına verecek.Zaten bizden ayrılmamak için halasında kalmıyor.Ersin’le beraber bamyaları verip gelecekler.Ersin :-Yav Nadir!Şimdi bamya sırası mı , diye çok söylendi ama,Nadir:-Arkadaş..Bamya beklemez .Yanar bir gecede ,diye ısrar etti.Ersin’de mecbur kaldı onunla gitmeye.Nadir yalnız gitse halası bırakmaz bizimle otelde kalmaya çünkü.Eyüp ’te çıktı dışarı ben otelde yalnız kaldım ve bu satırları yazıyorum günlüğüme.Kasımpaşa’da Şark oteldeyim.Berbat bir otel.Oda ücreti ucuz diye burada kalıyoruz.Aynı odada gündüzleri başka,geceleri başka kişiler kalıyor.Biz
sınavdan sonra bir kaç gün gezeriz diye yanımızda ki parayı idareli kullanmak durumundayız.Onun için bu berbat oteldeyiz.Altın boynuz Haliç’e bakan bir oda.Pencere açık.Berbat bir koku geliyor.Az ilerde bir düğme fabrikası varmış.Koku oradan geliyormuş.
Yarın sınava gireceğiz.Ben ikinci kez katılıyorum sınava.İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi süresiz kapatılınca kaydımı sildirdim.Aklımda Eskişehir var.Akademide okumak
istiyorum kazanabilirsem.Ortalık karardı.Işıl ışıl sokaklar.Haliç’e bakıyorum.Karşıda Bozdoğan su kemerleri bile görünüyor.Haliç’in üzerinde binlerce ışıklı sütun.Arkadaşlarım birazdan gelir herhalde.Biz yarın sınava gireceğiz ama bu akşam bir sinemaya gideriz.

Yazan:Osman Eker