Eskişehir’de İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okuyorum.Arkadaşım Ersin’le birlikte kiraladık bu evi.İki odalı.Yeni Bağlar Mahallesinde.110 TL. kira bedeli .Ev sahibi Mustafa Amcayla öyle anlaştık.Ama yengemiz araya girdi ve kocasına öyle bir çıkıştı ki sonunda Mustafa Amca evin kirasını 100 TL.ye indirdi.Derslere devam edemeyen arkadaşlar, arada bir not almak için Eskişehir’e geldiklerinde bizde kalıyorlar.Tek kişilik yatakta iki kişi yatmak zorunda kalıyoruz, ama şikayetçi değiliz yine de.Yakacak odunumuz bitti.Kağıtlarla sobayı ateşliyoruz.Bazan Ersin yanmayan sobanın karşısına geçerek pisikolojik ısınma talimleri yapıyor.Gece bölümünde okuduğumuzdan gündüzleri dolaşıyoruz şehri.Gençlik işte.Bir gün bakarsın gözlerini görmüşüz bir kızın üzerimizde.Ersin o kıza Truvalı Helen diye isim taktı.Bir kaç gün peşinde koştuğumuz da oldu.Biz o zamanlar bu tür ilişkileri aşık olduk sanırdık.Artık olanlar olmuştur.Sevgiliye yazılan mektuplar,sevgiliye yakılan türkülerle kendimizi avuturken, günlerimizi gün etmenin özlemiyle, gençliğimizden bir parçayı daha karanlıklar arasında unutur giderken arkamızdan ağlayacak bir çift göz bile bulunmayışına üzülür, kederimizi bir ufaklık rakı şişesine doldurmak gibi sapık bir düşünceyle çekeriz kafayı.(Diye yazmışım günlüğüme.
Ben şimdi 58 yaşımdayım.O günleri birlikte yaşadığımız arkadaşlarımın ömrü kısa oldu.Ölenlere allah rahmet etsin,sağ kalanlara allah uzun ömürler versin.Ve sağ
kalanlardan bu satırları okuyan olursa , dudaklarının kenarında oluşacak anlamsız bir tebessümü şimdiden görür gibiyim.)

Yazan:Osman Eker