11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2493
Okunma

Yalan diye başlıyor ve bitiyor tüm hikâyeler, tıpkı yaşamımız gibi. Oysa yalan ne kadar acı ve ne kadar kötü bir sözcük, yaşayanlar bilir değil mi?
Hep sormuşumdur çevreme, yalan konuşmak zorunda kalanlara. ( Neden yalan söylemek istiyorsun ya da neden söylenir yalan ) diye aldığım cevaplar gerçekten ürkütücü.
Kimisi ( pembe yalanlar söylüyorum, ailenin kurtuluşu için gerekli idi, eğer doğruyu söyleseydim kim bilir belki de aile yıkılıp gidecek ti. )
Kimisi ( ona doğruyu söyleyeyim de bir araba dayak mı yiyeyim şimdi)
Kimisi ( o kişi yalan söylemeyi hak ettiği için söyledim, kendisi düşünsün bulsun bana ne)
Kimisi ( gerçekten yalan söylemek zorundaydım, yoksa bu kadar uğraştan sonra elde ettiklerimi kaybederdim. Ama kimseye zararı dokunmadı bak herkes memnun)
Kimisi ( off doğruyu söylüyorum, yalan diyorlar, yalan söylüyorum doğru diyorlar, bende artık doğrulardan vazgeçtim tıpkı siyasetçiler gibi. Nasıl olsa yalan söyleyeni dokuz köyden kovmayıp başlarına taç ediyorlar, doğruyu söyleyip kendimi mi yok edeyim şimdi) v.s
Gibi türlü bahaneler ardına gizlenip yalanı dolayıveriyoruz dilimize ve bir daha da vazgeçemiyoruz o duygudan.
Bu bir alışkanlık mı? yoksa gerçekten pembe yalanlar söylenmeli mi? Neden yalan söyleyenleri baş tacı yapıyoruz ve “ doğruyu söyleyenleri dokuz köyden kovuyoruz)? Yaşamın yalan olduğunu bildiğimiz için mi yalana başvuruyoruz? Bizi yalan söylemeye iten etkenler nedir? Çocuklarımıza “yalan söylemek ayıptır, sakın yalan söyleme) deyip, akşam eve eşimiz dostumuz geldiğinde, çocuğumuzun bildiği gerçeği gelen kişiye aktarırken yanına bir iki ilave katıp aktardığımızda, çocuklarımıza nasıl bir örnek oluyoruz?
Sanal dediğimiz ortamda ( yani nette) kişiler neden bir birilerine yalan söylüyor? V.s.
Ben kendi adıma bu konularda çok fazla araştırma yaptım ve şunu gördüm. Ne olursa olsun yalanın pembesi, siyahı, moru, grisi, beyazı, yoktur. Yalan yalandır ve bir zaman sonra gerçek ortaya çıktığında, kişilerin aldığı yaraların ne kadar büyük ve kapanmaz olduğunu, ( en büyük ispat bugün ki siyasi anlayış, adamlar başa gelebilmek için bin bir yalan söyleyip, başa geldikten sonra unutmalarıdır.) yalanın yaşamımızda asla olmaması gerektiğinin, gerçeklerin olduğu gibi konuşulmasının insan yaşamında acı da olsa açtığı yaraların tez zamanda kapandığını göstermiştir.
Sevgi arkadaşlar, sizce yalan söylenmeli mi? Söylenmeli ise nasıl yalanlar olmalı? Kimler yalana başvurabilir? Kimler hiçbir zaman yalan söylememelidir?
Ve neden yalan söylenir?
Sevgiler ve saygılar.