15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
990
Okunma
Aslında çok uzun zamandır yazmak istediğimiz bir konuydu bu. İnsanlara fedakarlıkta sınır tanımayan bir bir oluşumdu Denizfeneri. Bize zulüm karşısında susmak yakışmazdı. Biz de susmayalım değil mi?
Detaylara fazla inmek istemem. Biliyorum ki bir yerlerden bir menfaat beklentisi olanların , o menfaati alamayınca salya sümük saldırdığı bir kurum Denizfeneri. Çevremde ve etrafımda binlerce kişinin hayır dualarıyla anılan bir kuruma kim ne için saldırır değil mi?
Oysa gündeme gelme tarihi ve olayın içindeki aktörler iyi analiz edilince meselenin çıkar savaşı olduğu , ama Zahit Akman ve daha pek çok kişinin yargısız infaza tutulduğunu görüyoruz. Biliyoruz zulüm yapanın yanına kalmayacak.
Saldıran grup zaten defalarca yazılarımızda yüklendiğimiz medya grubu.
İnsanların arasında iyilik tohumları serpen ve çağdaş bir yardımlaşma oluşumu kuran dernek yoluna aldırmadan devam ediyor. Ve daha da güçlendi son saldırılar karşısında.
Ramazan da arabayla giderken yüzünde tebessüm iki genç yanımıza gelip iftarlık paket vermişlerdi. Hiç unutmam , öyle sevmiştim ki tavırlarını. İçinde ne olduğu çok mühim değildi. Önemli olan birilerinin bizi unutmadığıydı. Ve orucumuzu o paketteki hurmayla açınca ne çok dua etmiştik bu güzel kuruma.
Ağalar paşalar…..Bu ve benzeri kurumlar yaşarsa , içimizdeki insanlık melekesi yaşar. Bu kurum yaşarsa , zekat kavramı yaşar. Biz yaşatamazsak yazıklar olsun bize.
Hepimizi, saldıran itlere inat destek olmaya ve elimizi taşın altına koymaya davet ediyorum. Hadi, imece alışkanlığımızı perçinleyen bu kuruma destek olalım. Birilerinin aramıza attığı fitne tohumlarını görelim. Müslüman uyanık olmalı değil mi ?