- 1046 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
BİR BAYRAM GÜNÜ
Yıl 1991, haziran ayı’nda yaz mevsimi hüküm sürmekte.İstanbulda, bir Kurban Bayramının 1. günü...
Günün çok erken saatlerinde, anneciğimin yanındayım.Önce bayramlaşma faslı’nı yaşıyoruz.Babamızı 4 yıl olmuş kaybedeli.Anne, bir kolu kanadı kırık, hayat arkadaşını kaybettikten sonra, yarım kalmış bir roman sanki.Gün bayram günü, yine çocuklarını toplamış yanına, sevgiyle başlayan, süren mutlu saatler...
Kurbanlık alıyoruz birlikte gidip, kurbanımızı kestiriyoruz Allah kabul etsin diyerek.Sonra tekrar dönüyoruz annemizin evine.Dört kardeşiz, bir ablamız, bayramı fırsat bilerek tatil’e çıkmış ailesiyle.Büyük ablamız Handan, kardeşim Asım, ailelerimizle birlikte annemizin yanındayız.Annemiz en küçüğümüz Asım ve ailesiyle birlikte yaşamakta.Mutlu , huzurlu ve şükür sağlığı da çok iyi.Çok çok mutlu bu gün.Gözlerinin içi gülüyor.Sürekli tebessümleriyle mutluluk saçıyor hepimizin yüreğimize...
Çok mutluyum, huzurluyum, "Allah bütün evlatlarımdan razı olsun.Canlarım benim" deyip duruyor melek annem...
Anlamadığım biçimde, annemin yanı başından ayrılamıyorum o gün.Oysa bayram, bayramlaşmak gereken başka aile büyüklerimiz de var, hemen yanımızdaki binalarda, çok çok yakın çevremizde, ki, gitmek öpmek gerek ellerini, bayramlamak gerek.Ama yok, gitmiyorum hiç bir yere.Sanki görünmez bir bağ, annemin yanı başından ayrılmamı engelliyor.Sabahın çok erken saatlerinden, akşam üstü saat 17 ’ lere kadar gölge gibi annemleyim işte.Hiç bir bayramın ilk gününde tüm günü annemin yanından bir an bile ayrılmadan geçirmemiştim.Ama bu bayram böyle...
Annem Asım’larla birlikte, kumburgaz’da yazlıkta kalıyorlar, akşam üstü Kumburgaza dönecekler.Bu yüzden ben diğer bayramlaşmalarımı, onlar döndükten sonraya erteledim.
Akşam üstü onları kumburgaz’a yolcu ettim.Anneciğim ile sanırım 5 kez kucaklaşarak, yanaklarını çok çok öpüp koklayarak.Sanki , her zaman çok sık görüştüğüm, sevgisini, sıcaklığını yaşadığım annemi yıllardır görmemişim, öylesine çok özlemişim gibi doyamıyorum bir türlü o gün annemi sevmeye.Sanırım, o’ nun bayramlarda babam’dan ayrı bir yarım kalmışlığı, o bayramda beni çok etkiliyor işte...
Yolcu ediyorum onları ve sonra dönüyorum, diğer aile büyüklerine geçip, bayramlaşıyorum, onlarla çok da fazla kalmadan eve dönüyoruz.Saat 18,30 gibi.Harika bir bayram günü’nün akşamındayız.Mutlu ve huzurlu...
Bir telefon çalıyor, telefonda büyük ablam Handan, sesi nedense ağlamaklı.
"Annemi kaybettik" diyorken ablam.tüm yaşamım bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden.Çocukluğum, gençliğim, annem, babam, onlarla yaşadığım harika güzel anılarım...
Kaybetmenin acısı çöküyor yine bir istanbul akşamına...
Gerisi hep bildiğimiz hikaye...Yine de yaşamaya çalışırsın.Kolun kanadın kırık, bir yarın eksik, bilinmedik bir yolda, acılarınla...
Gülümsemeler mi? Zor ’dur artık gülümseyişler...
........
........
öylesine bilinmez
öylesine çaresiz yürürken işte bu yolun sonunda
zaman rüzgarıyla savrulursun sen de
geldiğin gibi yaşama bir başına
yeni yıllarda değil sevdiklerin
eski yıllarında, bu gününde sevdaların da
her yeni yıla girerken bilsek de çaresi de yok
gülmenin de, ağlamanın da
ağlamak gerek aslında
geldiğimiz yola baktıkça
gittiğimiz kaçınılmaz sona da
aslında, en güzel mutlulukları bırakmışız
ne yazık ki arkamızda
yürürken yeni yıllarımıza …
( Ağır Ağır Yürüyor’ken isimli şiirim’ den ... )
YORUMLAR
ağlamak gerek aslında
geldiğimiz yola baktıkça
gittiğimiz kaçınılmaz sona da
aslında, en güzel mutlulukları bırakmışız
ne yazık ki arkamızda
yürürken yeni yıllarımıza …
yürürken sevgiyle yeni yıllarımıza …
ne güzel bir şiirdi...bütün anneler bir melektir, cennetin sol anahtarı ellerindedir..
ağlamak gerek aslında
geldiğimiz yola baktıkça
gittiğimiz kaçınılmaz sona da
aslında, en güzel mutlulukları bırakmışız
ne yazık ki arkamızda
yürürken yeni yıllarımıza …
yürürken sevgiyle yeni yıllarımıza …
ne güzel bir şiirdi...bütün anneler bir melektir, cennetin sol anhahtarı ellerindedir..