Hz Musa as.evinde ibadet etmektedir.
Kapısı bir asa sesiyle ,şiddetle çalınır.Musa as.İbadetinden kopmak istemez.Tekrar, tak tak tak.O mübarek, önemli bir zikir de olsa gerek ki yine çıkmaz..Ama o da ne.
Kapı daha da şiddetle çalınır.Tak TAk TAKKKKKK.
Namazını bozar,biraz asabi bir şekilde çıkar,kapıyı açar Musa as..
Karsısında ileri derecede yaşlı,yabancı biri durmaktadır.
’’Ne istiyorsun.’’
Der;biraz sertçe.
’’Yolcuyum,yabancıyım.
Açım.
Bir tas çorba isteyecektim,mümkünse.’’

Musa mübarak,’’ benim kim olduğumu biliyor musun? ’’ diye sorar.
’’Ben allahın Resulüyüm.
İnsanlara Allah’ın dini İslamı tebliğle görevliyim.Benim dinime girersen, seni doyururum,’’der.

Adam, Musa’ya ters ters bakar. Ve yürür.Hem gider,hem söylenir:
’Adama bak.Bir tas çorbaya dinimi satmamı istiyor benden’
..................
Hz Musa adamı duyar,ancak cevap vermez. İçeri,evine, ibadetine döner.

Bir zaman sonra mutat işi, Tura çıkar.
Bir ağaç vasıtasıyla Musa ile sesli konuşan Cenabı Hakk;
’ Ya musa: diye söze başlar.
’’Ben sana aç olarak geldim; sen beni doyurmadın.’

Meseleyi anlayan Musa:
’Ama ben senin dinini teklif ettim; Ya Rabb.’.
Cenabı Hakk;
’Ben o ihtiyara doksan sene tahammül ettim de, sen bir tas çorba veremedin mi.’
Buyurur...............

*Yoksullara birtas çorbayı vermeyen, çağın dolar milyarderleri aklıma geldi.
Ve kendime sordum;
’komşularından senden düşük gelirli olan var mı?’.
Elhamdülillah; hepsi de benden zengindi.

İyi ki dedim,iyi ki Musa değilim.