ZAMANIN NERESİNDEYİZ?

Hayatınızın herhangi bir akşamında sıcacık odanızda yaşadığınız ömrün neresinde olduğunu düşünürsünüz bazen. Ömrümüzün kaçıncı akşamı ya da geriye kalan kaçıncı günümüzdeyiz? Yirmi sekiz yaş yolun neresidir? Hayatın uzanıp giden çileleri, sevinçleri, kederleri, hasretleri vardır, henüz daha anlayamadığımız.Bulamadığımız mutluluklar, söyleyemediğimiz sözler gelir aklımıza ve ardı ardına sıralanan sonu gelmeyen “keşke”ler…
Ve zamanın herhangi bir yerinde su boğarmış, taş sertmiş acıtırmış umurunuza gelmez.Yorulursunuz.Asla elde edemeyeceğiniz şeylerin peşinde koşmaktan, hergün kendinizi paralamaktan…
Her insan hayatında mutlaka düşünmüştür; “Bu dünyaya niye geldim? Diye…Keşke gelmeseydik de görmeseydik yağmuru, karı, mehtâbı,denizin göz alan mavisini.Keşke gelmeseydik de içi yanmış neyler gibi inlemeseydik:

Dinle neyden kim hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede
Şerhâ şerhâ etsin sinem firâk
Eyleyim şerh-i derd-i iştiyâk
Mevlânâ

Neylersiniz ki ölüm herkesin başında ve insan hayatının bir anında hayat anlamını bulmak zorunda…Sevgilerle...