3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
62
Okunma

HER İNSAN KENDİ SICAKLIĞINDA ISINIR
Kolaylıkların pek kıymeti olmuyor.
Hep zor olanı seçmek, uğraşmak, didinmek ve elde etmek, imkânsızı yaşamak ve başarmak insan için daha cazip geliyor olmalı.
Hacı Bektaş’a gidenler “dikilitaş”ın deliğinden geçmek için can atarlar.
Şişmanı da, zayıfı da geçmek ister.
İnanışa göre zayıflık şişmanlık önemli değil, günahsız olmak önemlidir. Günahın yoksa şişman bile olsan o delikten geçersin.
Ben de geçtim, ama o zamanlar daha çok tıfıldım.
Peki deseler ki, şu iğne deliğinden sadece günahsızlar geçer, hatta hiç zorlanmadan ve acı çekmeden…
İnanıyorum ki, inananlar ve inandırılanlar ve şartlandırılanlar bunu mutlaka denemeye kalkarlar.
İğneyi üstten yutar, alttan çıkartırlar.
Sonra da derler ki:
“Ben geçemezdim ama, günahsız olduğumdan iğne benden geçti”…
Hayat da sanki böyle bir şey.
İnanmaya, algılamaya bağlı.
Nasıl yaşamak istediğine bağlı.
Hatta neleri isteyip, neleri istemediğiyle doğrudan ilgili.
*
Güneşin sıcaklığı aynı ise, senin sıcaklığın da güneşin sıcaklığını etrafına yansıtacak kadar değilse başkalarından nasıl bir sıcaklık almayı düşünebilirsin?
Senin tebessümünde, cezbeden bir rahatlık yoksa başkalarının seni cezbetmesini nasıl bekleyebilirsin?
Sen kalabalıklar içinde yalnızsan ve yalnızlığını kalabalığa yansıtırsan kalabalıklarla nasıl bütünleşebilirsin?
Sürüde bir koyun olmamak için insanlığını, insani sıcaklığını, içten gülüşünü göstermelisin ki, seni gören gözler ve gönül ehliler senin gibi olmayı istesinler.
Gönlündeki sevgi ışıklarını çıkarsızca sal ki, ışığınla sevgi dolsun insanlar.
Gönüller aydınlansın, yürekler sevgi ile şenlensin, insanlar insanlıklarını hatırlasın…
Hani bir denizyıldızı kurtarmak binlercesini kurtarmakla eşdeğerdi, değil mi?
Hikâye gibi görünse de oldukça mantıklı…
Eğer bir İNSAN koskoca bir topluluğun yok olmasına yetebiliyorsa, yine bir İNSAN koskoca bir topluluğu kurtarmaya da, insan olduğunu hatırlatmaya da yeter.
Sevgi ve saygıyla…
Hikmet Çiftçi
5.0
100% (4)