Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
GÜLVADE KÖROĞLU
GÜLVADE KÖROĞLU

ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI)

Yorum

ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI)

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

57

Okunma

ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI)

ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI)

ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI)
“Entelektüel” sözcüğü Fransızca intellectuel (1. akla ilişkin, 2. aydın, kültürlü kişi) kelimesinden alıntıdır. Bu sözcük, Latince intellectus (akıl, anlayış) kelimesinden +al ekiyle türetilmiştir. Latince intellectus ise intelligere (anlamak, idrak etmek, ayırt etmek) fiilinin geçmiş zaman fiil sıfatıdır. Bu fiil, inter (iki şeyin arası) ve legere/lect- (seçmek, ayırmak) fiillerinin birleşiminden oluşur. Dolayısıyla entelektüelin kökeninde bile ayırt etme, seçme ve kavrama anlamı bulunur.
Edward Said’in Entelektüel adlı kitabında entelektüel tipolojisinin genel karakteri çizilmiş ve bu karaktere sahip düşünürlerden örnekler verilmiştir. Kitabın alt başlığını oluşturan “Sürgün, Marjinal, Yabancı” kavramları eserin temelini oluşturmaktadır. Said, entelektüelin sürgün, marjinal ve yabancı olduğunu; daha doğru bir ifadeyle entelektüel olmanın bedelinin bu üçlü olduğunu ileri sürer. Bu durum, toplumdaki iktidar odaklarının yanında yer almayı veya iktidarın talep ettiği biçimde bir aydın olmayı reddeden düşünürlerin yaşadığı konumu ifade eder.
Said bu konuda şöyle der:
“Dediğim şu: Bir entelektüel için gerçekten sürgün olan biri kadar marjinal ve yabancı olmak, otorite ve güç sahibine değil gezgine; alışkanlığa değil geçiciliğe ve rizikoya; otoritenin belirlediği statükoya değil yeniye ve deneye duyarlı olmak demektir. Sürgün entelektüel cüret ve küstahlığa açıktır; alışılmışın mantığına değil değişimi ve hareket halinde olmayı temsil eder, yerinde saymayı değil.”
Bu sözleriyle Said, entelektüelin her türlü iktidarın karşısında olması gerektiğini, hatta sırf iktidarın karşısında durabilmek için sürgün bir yaşamı tercih edebileceğini vurgular.
Ali Köse, Enteller Aleyküm Selam Der mi? adlı kitabında Türkiye’de “entel” denilince akla çoğunlukla sol ideolojilerin geldiğini belirtir. Solun topluma tam olarak yayılamaması nedeniyle “entel” kelimesi toplumdan kopuk insanları ifade etmek için kullanılmıştır. Oysa Said’e göre entelektüel, toplumun sorunlarına kayıtsız kalmayan kişidir. Yalnızca aristokrasiye değil, mümkün olduğunca geniş halk kesimlerine seslenir.
Said’e göre entelektüel şu özelliklere sahiptir:
• Entelektüel, hangi partiye yakınlık duyarsa duysun veya kendini nerede hissederse hissetsin, doğruluk standartlarından sapmayan kişidir.
• Bağlanmayan ve ait olmayan kişidir. Yalnızlık zordur ama sürüye uyup statükoya hoşgörü göstermekten daha iyidir.
• Bütün insanlar entelektüeldir ancak herkes toplumda entelektüel işlevini yerine getirmez.
• Geleneksel entelektüeller (öğretmenler, papazlar, idareciler) ile organik entelektüeller (entelektüelleri çıkarları için kullanan, iktidar üreten gruplar) arasında ayrım vardır.
• Gerçek entelektüel, pratik amaçlar gütmeyen faaliyetlerle ilgilenen; sanat, bilim veya metafizik spekülasyondan manevi bir haz duyan kişidir. Bu tavrı “Benim krallığım bu, dünyanın krallığı değil” sözüyle özetlenebilir.
• Her şeyden önce statüko karşısında neredeyse sürekli bir muhalefet hâlinde olmalıdır.
• Kamunun gündemine rahatsız edici sorular getiren, dogmaya karşı çıkan ve kolayca hükümetin ya da büyük şirketlerin adamı yapılamayan kişidir.
• Kamu adına bir mesajı, bir düşünsel perspektifi ifade etme yetisine sahiptir.
• İnsanın salt özel alanda kalarak entelektüel olması mümkün değildir. Sözcükleri kâğıda döktüğü anda kamusal dünyaya girmiş olur. Bu nedenle entelektüelin dinleyicilerini mutlu etmesi gerekmez; hatta bazen onların keyfini kaçırmalıdır. Bu huysuzluk ya da oyunbozanlık değildir; entelektüel faaliyetin amacı insanın özgürlüğünü ve bilgisini artırmaktır.
• Her toplumda kutsal olana yönelik sıra dışı bir duyarlılığa sahip, içinde yaşadığı toplumun yönlendirici kurallarını diğer insanlardan daha derin düşünen bir “ruhani azınlık” bulunur; entelektüeller bu azınlığın üyeleridir.
• Yabancı, sürgün ve marjinal olan entelektüel kendini “yerlilerin işgal ettiği aşina muhabbet dünyasının dışında” hisseder ve artık eski “evinde olma” durumuna dönemez.
• Entelektüel, gemisi battıktan sonra karada yaşamayı öğrenen kişi değildir; karayla birlikte yaşamayı öğrenen kişidir. Bu bakımdan yaşadığı karayı sömürgeye çeviren Robinson Crusoe değil; olağanüstü deneyimler yaşadığını hisseden Marco Polo’ya benzer.
Sonuç olarak entelektüel ne salt yumuşak yüzlü bir teknisyen olup çıkacak denli tartışma ve huzursuzluk çıkarmaktan kaçınan biri olmalıdır ne de tüm zamanını lanetlik yapmakta haklı ama sözüne kimse kulak vermeyen bir Cassandra olmaya çalışmalıdır. Peki Cassandra kimdir? Troya kralı Priamos’un kızıdır. Tanrı Apollon Cassandra’ya aşık olur ve kendisini ona verirse ona kehanet yeteneği vereceğini söyler. Cassandra kabul eder yeteneği alır ama kendini vemez, Apollon sinirlenir ve verdiği armağanın etkisini bozar, bundan sonra Cassandra’nın söylediklerine kimse inanmayacaktır. İşte bu sebeple entelektüel, sadece hakikati görmekle yetinemez; onu, toplumun duyabileceği şekilde ifade etme sorumluluğunu da üstlenmelidir.



Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Entelektüel (sürgün, marjinal, yabancı) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Entelektüel (sürgün, marjinal, yabancı) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ENTELEKTÜEL (SÜRGÜN, MARJİNAL, YABANCI) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL