0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
46
Okunma
Hacı Bağır son zamanlarında bahçesini müteahhitte kat karşılığı verdi. Peşinden birkaç yıllık merhem kokulu bir yaşlılıktan sonra hayata gözlerini yumdu. İhtiyarın en sona kalmış parselini de yeğeni Zeynel satın almıştı. Parselin üzerinde Hacı Bağır’ın zamanında yaptığı yer evi vardı. Zeynel ortaokul yıllarını bu evde geçirmişti. Zeynel yazları ailesinin yanına köye gider, okul açılınca da şehre dönerdi. Hacı Bağır’ın büyük bir kayısı bahçesi vardı. O bahçe art arda açılan gerçek bir cennetti. Bahçe çift kanatlı ahşap dervazelerden geçilen üç avludan oluşuyordu. İlk avluda un değirmeni ve yazıhane vardı. İkinci kısımda manda beslenen ahır ve ev vardı. Evin arkasında küçük bir kapıyla girilen meyve bahçesi vardı.
Şimdi o bahçenin yerinde çimento kağıtları, tahta kalıplar ve moloz içinde apartmanlar yükseliyordu. Yok olan bahçede Zeynel’in çocukluğundan izler vardı. Evin avlusunda küçüklüğünün siyah dut ağacı halen ayaktadır. Zeynel, dedesinin beyaz sakalını, evde temizlik yapıldığında dut ağacının altında kurulmuş hasta karyolasındaki görüntüsünü hayal meyal hatırlıyor. Yarı doğrulmuş, sırtı ile dut ağacı arasına hasır bir yastık konulmuş ak sakallı dedesinin hali aklındaki tek görüntüdür. Zeynel baharda siyah dutları toplarken çocukluğuna gidiyor. Tırmandığı ağaçta tişörtü dallarda yırtılır, eli yüzü simsiyah olurdu. Metruk ambarda şimdi Nahçıvanlı göçmenler yatıyor. Hacı Bağır’dan kalma tulumbadan Nahçıvanlı işçiler su içiyor. Zeynel yazın tulumbanın çevresine çiçek ekiyor. Apartmanda sıkılınca inip dut ağacının gölgesinde oturuyor.
Zeynel apartmanın penceresinden bahçeye bakarken, gözleri fal taşı gibi açıldı. Siyah bir kedi bahçedeki siyah dut ağacının dibinde ıkına ıkına hacetini gideriyordu. Zeynel aşağıya inip, kediye kovmak için karın içinde bir taş aradı, bulamayınca çatıdan düşmüş buz saçaklarından bir iki parça aldı. Bahçeye girip tahta kapıyı peşinden örttü. Dut ağacının dibine kadar sessizce sokulup nişan aldı. Kediyi kovalarken karın içinde bir taşa basıp yere serildi. Yerde debelenirken kedi üzerinden atlayıp kaçtı. Zeynel kedinin peşine düştü, kedi evin damına çıktı. Bu damın karını ortaokul yıllarında az küremedi. Kedi oraya da tuvaletini yapmamalı. Zeynel evin duvarına bitişik kümesin üzerinden tırmanarak evin damına çıkıp elindeki buzlarla kediye kovaladı. Kedi kaçıp komşunun bahçesine atladı. Zeynel derin bir nefes aldı. İnerken kümesin üzerinden yere yuvarlandı. Yüzü gözü kar doldu. Bel fıtığı ile kulunçlarının ağrısı birbirine karıştı.
Zeynel ufak abdeste sıkışıktı, akşam namazına yetişmek için beklemişti. Kedinin bahçesinde tuvaletini yapması onu kızdırmıştı. Damdan aşağı yuvarlandığında güçsüz dizlerine doğru bir sıcaklık yayılmıştı. Apartman sakinleri kedinin bağrışmasına koşmuş, pencerelerden olanları izliyorlardı. Zeynel apartmandan izlendiğini anlayınca utandı, başını kaldırıp bakmadan, üst başındaki karları silkeledi. Pantolonu iyice ıslanıp renk değiştirmeden kendini apartmana zor attı. Bereket versin apartmanın merdivenlerinde kimse ile karşılaşmadı. Akşam okuldan dönen çocukların sesleri kapının hemen girişinde duyulmaya başladı. Kapıyı açıp eve girdi, pencereye koştu. Sanki bütün komşular pencerelerinin tül perdeleri ardında gülerek bahçeye bakmaya devam ediyorlardı. Tül perdeyi açmadan, nefesini tutarak komşunun bahçesinde kediyi aradı. Siyah kedi komşunun bahçesinde tuvaletini yapıyordu. Kedi onu görmesin diye Zeynel perdeyi biraz daha kapadı.
Mustafa Alagöz
5.0
100% (5)