1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
82
Okunma
Bazen düşünüyorum…
İnsanın sevgiye olan inancını nasıl kaybettiğini, tam olarak hangi kırılmada, hangi sessizlikte, hangi yavaş yavaş ölen cümlenin ardında çöktüğünü…
Belki bir gün ansızın değil de, yılların biriktiği o görünmez yorgunlukta söndü...
Gülüşlerin sahteleştiği, bakışların hesapla yoğrulduğu, sözlerin içi boşalan bir yankıya dönüştüğü yerde…
İşte orada eksilmeye başladı içimizdeki sevgiye güvenme hâli.
Kendime bile itiraf edemedim önce;
"Ben artık sevmeye inanmıyorum" diyemedim.
Çünkü insan, kalbini gömmek istemez kolay kolay.
Yine de bir sabah uyandım, içimde tarifsiz bir ağırlık…
Sanki biri, yıllardır taşıdığım o hassas inanç ipliğini sessizce koparmış da ben fark etmemişim.
Sonra anladım...
Sevgi, bana hep geç kalanların ardında yorgun bir gölge gibi durmuş.
Artık biliyorum…
Sevgi, eskisi gibi temiz akmıyor insanlardan.
Herkes bir şey istiyor,herkes bir eksik tamamlıyor, bir boşluk tamir ediyor, bir duygunun ardına hesap gizliyor,sonra alacağını alınca çekip gidiyor...
Çıkar gölgesine tahammülümüz yok artık.
O masumiyeti aradıkça, karşımızda hep başka yüzlerin, başka niyetlerin duvarına çarptık.
Her çarpış, içimizde bir perde daha kapattı.
Her perde, sevgiyi biraz daha karanlığa itti.
Ve biz…
İşte tam bu yüzden yorulduk.
Sevmenin hep yarım kaldığı, sevilmenin ise hep yanlış anlaşıldığı yerde, inancımız soldu.
Artık öyle bir noktadayız ki,
Kimseye yaklaşmak istemiyoruz, kimsenin yüreğine dokunmak istemiyoruz;
Çünkü ne zaman bir kalbe eğilsek, kendi kalbimizi kırıyoruz.
Evet sessiziz…
Çünkü sevgiye dair söyleyecek bir sözümüz kalmadı.
O eski çocuk inancımız, sakladığımız umut, çoktan toz olmuş omuzlarımızdan akıp gittmiş.
Geriye kalan tek şey;
Yıllardır taşıdığımız, artık anlamı olmayan bir iyimserliğin külden heykeli.
Ve itiraf ediyoruz ki…
Biz sevgiye inancını kaybetmiş birinin suskunluğundayız artık.
Duyarsın ya bazen; insan kalbi konuşmadan da ağlar…
Biz o ağlayıştayız.
5.0
100% (2)