0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
252
Okunma

Hep var olan ama genellikle farkına varmadığımız, bize hayat veren, bizi hayatta tutan en basit ama bir o kadar da derin olgu ; nefes. sadece fizyolojik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal bir deneyimdir. O, bir köprüdür; beden ile ruh arasındaki ince, zarif bağdır nefes.
Hayat, aldığımız ilk nefes ile verdiğimiz son nefes arasındaki nefeslerin toplamıdır. Hayata ve ölüme açılan kapıdır nefes. Bir nefeslik mesafedir hayatla ölüm arası. En kısa zaman olan olan an’dan ibaret olan hayat, nefesin kollarında büyür.
Sadece havanın alınıp verilişi ve teneffüs edilişinden ibaret değildir nefes. Sadece nefes alarak kaç yıl ömür tüketiyor ki insan ? Zira hayat, aldığımız nefes sayısıyla değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülen bir süreçtir. Kimisi buğulu camlardaki sözler gibidir; yani nefes olmadan bir hiç.
Alıp verilen her nefesle ömrün kum saatinden bir vakit eksilir. Derin bir nefes alarak yeniden başlar ve beklenmeyen bir anda bir nefesle son bulur her şey. En derin denizlerde boğula boğula becerir insan, tek bir nefesle yaşamayı. Kimi nefes nefese kalır, kimi boşa nefes tüketir hayat yolunda.
Nefes hayatın özüdür ve varlığın sırrını içinde taşır. Ölümle yüzleşmeden yaşamın kıymetini bilemeyen insan, nefessiz kalmadan da nefesin kıymetini bilemez. Oysa her nefes ,ölümün ve hayatın mutlak sahibinden her birimize bir emanettir. Ömer Hayam ne güzel der ; ‘’ Aldığın her nefesi fırsat bil. Ot değilsin, yeniden bitmezsin .’’
Tüm canlılar nefes alıp verir. Alemdeki her şey, bu kozmik solunumun bir parçasıdır. Kadim tıp yokken bile nefes vardı. İnsan, nefesini eğiterek kendi şifasını kendi içinde bulabilir. Nefes almak, çok fazla düşünmeden yaptığımız bir şey olsa da, fiziksel ve ruhsal sağlık için önemli bir unsurdur.
Nefes alma şekli, vücudu çeşitli şekillerde etkiler. Nasıl nefes alırsa öyle yaşar insan. Kesik kesik, hızlı hızlı ve kısa kısa yada derin ve uzun. ‘’Derin nefes almak, derin düşünmeyi; sığ nefes almak, sığ düşünmeyi getirir.’’der Elsie Lincoln Benedict
Bilinçli şekilde nefes almak, vücudun dengesini sağlayarak iç huzuru bulmaya yardımcı olur. Nefesin gücü, bu kadar sıradan bir şeyin içinde barındırdığı büyüklükte saklıdır. Derin bir nefes yalnızca havayı içine çekmekten öte, zamanın bir anı durdurmak; geçmişin ve geleceğin kaygılarından sıyrılıp, sadece şu anın içinde var olmaktır.
Bir anlık bir nefes, tüm dünyayı değiştirebilir. Bazen birkaç saniyelik derin bir nefes, zihinlerimizi bulandıran endişeleri silip atabilir. O an, her şeyin mümkün olduğu bir an olabilir.
Nefes, hayatın hem basit hem de derin yanıdır. Bu yanı korumak, kollamak ne büyük ganimettir . Merhum Cahit Zarifoğlu’nun dediği gibi ‘’ İnsana imtihan olarak özlemek yeter! Bir şehri, Bir sesi, Bir nefesi…’’