5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
212
Okunma

ÖĞRETMENLER GÜNÜ
Değerli öğretmen arkadaşlarım,
Sevgili öğrenciler! ..
En büyük öğretmen Atatürk’ün 1928 yılında Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul buyurdukları tarih olan 24 Kasım günü, her yıl “ÖĞRETMENLER GÜNÜ” olarak kutlanmaktadır.
Millî ve dinî bayramlarla birlikte bazı günler mutluluklarımızın kaynağıdır.
Her bayramda, sevinçlerimizin musikileşen tatlı nağmeleriyle geleceğe biraz daha ümitle bakıyor, bizlere bahşedilen bu güzel günleri hatırlamanın, hatırlanmanın gururunu doya doya yaşıyoruz.
Eğitimin, öğretimin sorumluluğunu derinden hisseden, tükenmez enerjisiyle, şevkiyle, azmiyle, yıllarca bıkmadan, usanmadan çalışmayı, aydınlatmayı en kutsal görev addeden meslektaşlarımızı, değerli öğretmenlerimizi bu vesileyle bir kez daha anmanın tatlı huzurunu yaşıyoruz.
Devletimizin, milletimizin biz öğretmenleri her zaman ve özellikle 24 Kasımlarda daha bir başka hatırlaması, destek vermesi eğitim ordusunun manevi gücüne güç katmaktadır.
Değerli öğretmen arkadaşlarım!
Bu güzel günümüzde Atatürk’ün sözleriyle sizlere seslenmek istiyorum.
“Millî eğitimin gayesi, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil; daha çok, memlekete ahlaklı, karakterli, Cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli karakter sahibi gençler yetiştirmektir.” (1923)
Değerli arkadaşlarım!
“Sizlerin aşılayacağınız fikirler, ideal gayelere hizmet edecek şeklide olmalıdır.”
“Bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir topluluk halinde yaşatan veya bir milleti esaret ve sefalete terk eden terbiyedir. Eğitim sisteminin; dili ile unsurları ile ve vasıtaları ile milli olan milli terbiyeye de dayanması zorunludur. Bu amaçla; çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara, özellikle varlığı ile, halkı ile, birliği ile ters düşen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumunu ve milli duyguya dayanan düşünceleri büyük bir olgunlukla her zıt (olumsuz) düşünceye karşı şiddetle ve fedakârlıkla savunma zorunluluğu telkin edilmelidir.
Yeni neslin bütün manevi gücüne bu özellik ve yeteneklerin aşılanması önemlidir.
Muhterem arkadaşlarım!
Okul, genç beyinlere; insanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi, bağımsızlığı öğretir. (1923)"
İlk ilham, ana baba kucağından sonra okuldaki öğretmenin dilinden, vicdanından, terbiyesinden alınır.
BENİ DUYUYOR MUSUNUZ?
Ben, ufuktan doğan güneşim
Ben, karanlıkların amansız düşmanıyım
Ve ben, Anadolu’da esen meltemim
Ben inkılâbım, ben cumhuriyetim…
Ben öğretmenim, ben öğretmenim, öğretmenim! ..
Beni duyuyor musunuz yalnızlıklarınızda?
Sevgiyle kucaklaşınca beni hatırlıyor musunuz?
Yükseldikçe, büyüdükçe sevip sayıyor musunuz?
Bu özellikleri size öğretebildim mi?
Ben öğretmenim, ben öğretmenim, öğretmenim! ..
Sevgili gençler!
Fatihin, hocası Akşemseddin’in atının ayağından sıçrayan çamuru, onur nişanesi olarak değerlendirmesi, Astrolog Ali Kuşçu’nun Osmanlı sınırlarından aldırıp saraya kadar refakat edilmesi, ilme ve ilim adamına verdiği değerin aşikâr örnekleridir.
Yüzyılın derinliklerinden günümüze kadar süzülüp gelen şiirlerindeki sevgi fısıltılarının sıcaklığını kulaklarımızda hissettiğimiz; maddeleşen dünyamızdaki taşlaşan gönülleri içten söylediği ilahileri ile yumuşattığımız; felsefesi, imanı ve inancıyla halkı irşat eden büyük mutasavvıf Yunus Emre ilim hakkında şunları söylüyor:
"İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsen
Ya nice okumaktır."
İşte gerçek ilmin yolu.
İlim demek, insanın önce kendini bilmesi, kendini çok iyi tanıması demektir. Yani özünü bilmeyen kabuk olur. Özü bulmak için de okumak, daha çok okumak tek yoldur.
Bir gün, ne hikmettir bilinmez, Yunus Emre, hocasını (şeyhini) kızdırır. Hocası Taptuk, Yunus’u tekmeleyerek dışarı fırlatıp kapıyı üstüne kapatmak ister. Hocasının bu hareketi karşısında başını içeriye sokmaya çalışan ve kapının yüzüne kapanmasını engelleyen Yunus’un “EY BAŞIM! ELAHMDÜLİLLAH TAŞRAYA YOLLANMADIN…” (dışarı atılmadın) diye sevinç çığlıkları atması, hocasına (şeyhine) verdiği değeri, saygıyı ne güzel ifade ediyor.
Sevgili gençler!
Size bir harf öğretene köle olun, demiyoruz. Ancak öğretmenlerinize içtenlikle saygı duymanızı istiyoruz.
Bu güzel günümüzde, ‘Öğretmenler Günü’nde bütün meslektaşlarımıza sağlık ve başarı temenni ediyor, karanlıkları bir güneş gibi aydınlığa çevirecek siz değerli gençlere sonsuz başarılar diliyor, hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.
Hikmet Çiftçi
(Dünden bugüne - 24 Kasım 2013 /2025
5.0
100% (3)