1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
179
Okunma
“Ye kürküm ye” derler ya, işte çağımız tam da bu sözün gerçeğe dönüştüğü bir çağ.
Artık insanlar içlerinden çok dışlarını giyiyorlar. Paranın, makamın, markanın içinde kaybolmuş bir benlik dolaşıyor sokaklarda. Herkes bir şey göstermek, bir şey kanıtlamak, birilerinden “aferin” duymak derdinde. Oysa insanı değerli kılan şey ne üstündeki kürk, ne altındaki koltuktur; insanı insan yapan, kalbinin sıcaklığıdır.
Bugün, gösteriş bir kültür haline geldi. Kim ne kadar pahalı yaşarsa o kadar “başarılı” sayılıyor. Sosyal medya vitrininde herkes parlayan bir hayat sergiliyor; gerçekteyse çoğu, içten içe tükenmiş.
Bir zamanlar insanlar “hal” ile anılırdı, şimdi “etiket” ile ölçülüyor.
Ne yazık ki, kürk giymeyenlere sofrada yer kalmadı.
Siyasette de aynı tablo var. Halkın sırtından geçinen, koltuklarını unutan yöneticilerle doldu ortalık. Tepeden bakıyorlar, halkın acısını bir tablo gibi izliyorlar. Oysa siyaset, halkın sesini duymak, derdine eğilmektir. Koltuk, insanı yüceltmek için değil; hizmet için vardır. Ama bazıları o koltuğu kürk gibi giyiyor — gösterişli, pahalı, ama insansız.
Artık bir tuşla bile insanların hakkı yeniyor. Teknoloji kolaylaştırdı adaletsizliği.
Bir iftira, bir yanlış karar, bir eksik bilgi...
Birinin emeğini, onurunu bir saniyede silebiliyor. Hakkı gasp etmek için artık kalem değil, klavye yetiyor. Eskiden zalimin yüzü belliydi; şimdi maskenin arkasında gizli.
Erkekler için de bir söz düşer burada:
Erkeklik gösterişte değil, paylaşmadadır. Güç, başkasını ezmek değil; el uzatmaktır. Ama bugün pek çok kişi gücünü merhametle karıştırmayı unuttu. Oysa gerçek erdem, görünmediği yerde bile adil kalabilmektir.
“Ye kürküm ye” derken sormak gerekir:
Kürkün ısısı seni korur mu, yoksa içindeki insanı boğar mı?
Gösteriş, bir anlık ışıltı; vicdan, bir ömürlük sıcaklıktır.
Hak yiyen zenginleşmez; sadece insaniyetinden eksilir.
Belki de yeniden başlamalıyız.
Kürkün yerine bir elbise giymeli insanlık: adı vicdan olsun.
Tepeden bakmak yerine yan yana durmayı öğrenelim.
Birbirimizin hakkını yemek yerine, birbirimizin ekmeğini bölüşelim.
Çünkü sonunda hepimiz aynı sofradayız —
Ve o sofrada kürk değil, kalp doyurur insanı.
5.0
100% (3)