0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
117
Okunma

NAZIR ŞAKİRPAŞA, ATATÜRKÜ SAMSUNA GÖNDEREN.
Bazı insanlar vardır, görevlerini yaparlar, sade bir hayat sürerler onların kıymeti bilinmez. Esasında o insanlar bu toplumun temel taşlarından biridir. İşte Atatürk’ü Samsun’a gönderen Şakir Paşa da bunlardan birisidir. 19 Mayıs yaklaşırken onun hayatını araştırarak bu büyük insanı Gemlik halkına tanıtmayı bir vefa borcu olarak gördüm. Şakir Paşa 1270 (1854) yılında Batum sancağına bağlı Artvin kazasında doğar. Babası Tahir Efendiyi küçük yaşta kaybeder. İstanbul’a gelerek medrese tahsili yapan daha sonra saraya vaiz olan amcası Numan Efendi Küçük Şakir’i memleketinden getirterek okuması için fatih Medresesine yerleştirir. Küçük Şakir burayı beğenmemiş olacak ki bir kolayını bulup Soğuk çeşme Askerî Rüştiyesine girer. Bir süre sonra işin farkına varan Numan Efendi onu oradan alıp tekrar Fatih Medresesine yerleştirir. Küçük Şakir tekrar bir yolunu bularak bu sefer Kuleli Askeri Okuluna girer. Amca çocuğun bu ısrarı üzerine “Tevekkeltü Alellah” diyerek duruma rıza gösterir. Neticede 1293 (1877) yılında Harbiye’den kurmay heyeti yüzbaşısı olarak ayrılır. Daha sonra Türk subayı olarak ilk defa Almanya’ya tahsile gönderilir. Burada Alman İmparatoru olan Kaiser Wilhelm ile yakın dostluk kurar. Dönüşünde Kurmay Heyeti Mektebi öğretmenliğine, Genel Harp Dairesine ve Hassa Ordusu Kurmay Heyeti başkanlığına atanır. Paris ve Senpetersburg’da ateşe militer olarak bulunur. 1900 yılında Paris’teki Jön Türkler ile münasebeti var diye hafiyeler Padişah’a jurnallenir, bunun üzerine 2. Abdülhamit İstanbul’dan uzaklaştırmak için İşkodra vilayetine Vali ve Kumandan olarak atar. Bir seneden fazla orada kaldıktan sonra affa uğrar ve daha yakın olan Kosova Valiliğine atanınca Üsküp’e gelir. Yeğeni Düyun-u Umumiye memuru Ali Cevat: “Trablus’ta sürgündeyken 1901 yılında Üsküp’e Düyun-u Umumiye memuru olarak tayinim çıktı. Üsküp’te dayımın oğlu Ömer Bey’le buluşarak Paşa dayımın yanına gittik. Elini öptüm . İkimiz de göz yaşlarımızı tutamadık. Çok etkilendiğinden bir şey söylemedi. Haydi gir dinlen!” dedi. Gerçekten Paşa dayımı çok ihtiyarlamış gördüm. Akşam benden Fizan ve Trablus hakkında bilgi aldı” diye anlatır. 1905 yılının başında Yemen’de isyan çıkar. Orada Vali ve kumandan olan Rıza Paşa, isyancıların eline düşer. Oraya tam yetki ile mülkiye işlerinden anlayan bir kumandan ve vali gönderilmesi gerekince, Saray bu işin üstesinden Şakir Paşa’nın geleceğini düşünerek, bu görevi kabul edip etmeyeceği; kabul ederse, ne zaman hareket edeceğini sorar. Şakir Paşa “Ben askerim, her nereye gönderilirsem giderim, yarın hareket edebilirim” cevabını vererek 27 Mart 1905 tarihinde Orgeneral olarak Yemen’e hareket eder. Yemen’de Askeri Kuvvetleri Komutanlığı ve Teftiş Heyeti Başkanlığında bulunur ve mareşallik rütbesine yükseltilir. Buradan altı ay sonra İstanbul’a döner. Askeri Teftiş Komisyonu üyeliğinde görev yapar. Meşrutiyet ilanını takiben Genel Kurmay Başkanlığında ve sonra Sultan İkinci Abdülhamit‘in Başyaverliğini yapar. 31 Mart olaylarında Hareket Ordusu Yeşilköy önlerine geldiğinde Kosova valiliği sırasında orada askeri kumandan olan Mahmut Şevket Paşa Hareket Ordusu adına kendilerine iltihak etmesi için Şakir Paşa’ya haber gönderir. Şakir Paşa “Sultan Hamit’e sadakat yemini ettim, nasıl dönebilirim” diye ret cevabı verir. Hareket Ordusu İstanbul’a girince Paşa da birçokları gibi tevkif edilip önce Midilli adasında ikamete mecbur edilir. Adalarda durum kritik görülünce Ankara’ya gönderilir. Üsküp’te kendisine mektupçuluk (Vali yardımcılığı) yapan Mazhar Bey Ankara Valisi olarak bulunduğundan, onun tavassutu ile 1877-1878 Osmanlı -Rus Harbinden sonra Batum’dan göç ederek Gemlik’in Adliye (Kavakdibi) köyüne yerleşen akrabalarının yanına gönderilir