Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Tüya
Tüya

Kompozisyon Otağı

Yorum

Kompozisyon Otağı

12

Yorum

35

Beğeni

0,0

Puan

580

Okunma

Okuduğunuz yazı 14.10.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Kompozisyon Otağı

Kompozisyon Otağı


Soğuk bir iklimin duvarlarını sıvıyorum. Kulağımda B. B King’in gitarı. İniltisi, tarumar ediyor duygularımı. Bir bakıma, büsbütün insan olduğumu anımsatıyor bana. Demek ki, duyularım yerli yerinde, biraz deforme olmuş, aşınmış da olsa, gülümseyebiliyorum zulamda. İşte bu sebepten, yalnızlığın otağından sıyrılıyorum az da olsa. Beni bölüşen müziğin tınısı, alabildiğine "var" kılıyor beni. Büyüleyici sırrıyla, kaburgalarımın arasındaki kalbime dokunuyor. Sadece dokunmuyor, okşuyor, haz veriyor bir bakıma...

Demiş miydim, kapılmışım duygu seline, parmak uçlarımı kaşıyan bir arzuyla. Önümdeki butonlara basıyorum hiç plansız - beni nereye sürükleyeceğini henüz bilmiyorum elbette. Az sonra, not aldığım sözcüklerin botanık bahçesinde geziniyorum, büsbütün serkeş duygularımla -bu duygu, sevdalı olma haline benziyor, onca uzakken ben aşka.

Bir çemberin içine takılmış, pür telaş yuvarlanıyor, zihnime takilan sözcükler. Birini, aha yakaladım, derken; öbürü, çarçabuk sıvışıyor kurnasından. Başını ve sonunu bilemeden, bir okyanusun ortasında gibi seyrediyor, birbirinden kopuk heceler. Doğumuyla ölümünü planlayamayan bir hikayenin şaşkın aktörleri gibi, dikiliyorlar etrafımda.
Ah, say ki, şaplakla avlanan bir sinek gibi düşüncelerim, distopyasında asalak ve avare...

Bir labirentin orta yerinde, kaybediyorum kendi izimi. Dışımdaki dünya, benimle uzlaşmak yerine, milboyu uzaklaşıyor sanki. Tarifsiz bir uyumsuzluk, ahenksizlik içinde ve olabildiğince flu yuvarlanıyor dünya beynimin içinde. Oysa o bensiz, ben onsuz yapamazdık (öyle sözleşmiş olmalıydık).

Ekran bir parmaklık oluveriyor, gözlerimi her kırpışımda. Kirpiklerime asılıyor paslı korkuluklar. Hayır, bu böyle olmaz!
Bu parmaklıkların arasından sıyırmalıyım yüreğimi.
Dünyalı olmalı kalp atışlarım.
Küresel dolaşmalı kanım.
Bir arteri Ruanda’ya uzanmalı,
Biri Myanmar’da dolaşmalı,
Biri Gazze’de açlığı sınamalı,
Biri Yokkmokk’da, renler arasında üşümemeyi öğrenmeli mesela.

Biliyor musun dünya; "basmakalıp" olmuş "hayat" diye bize sunduğun geveze: klişelerle döşeli bir salonu var mesela. Bir yatak odası, bir de mutfağı var. Banyosu susuzluğu anımsatıyor bedenlerimize, ama umursamıyor beynimiz. Duvarların fayansları alacalı ve gri. Bakışları, insan yorgunu. İnanır mısın, mezarlığıkların kasvetini andırıyor sanki...

Sahi “basmakalıp” ne demek, diyor içimdeki çocuk: "basma", basma mı? Kalıp da, tuğla gibi bir şey mi? Yok yok, diyor bir başka çocuk sesim: basma, basmak fiilinden geliyor. Giyilen basma kumaş değil yani. Hmmm! Emin misin, diyor, diğer çocuk sesim. Basılmış bir kalıp diyor, anne sesim ve kaşlarını çatarak: "gevezeliğe son ver, yeter!" diyor...

Vaz geçtim düşünmekten. Nasılsa bir şeyi değiştirmiyor!
Soluk bakan güneş; turuncu bir kızıllığa soyunan ağaçların endamına, hiç şefkatle bakmıyor. Bu tür kaprisine dayanamıyorum doğrusu. Neden mi?
Girdabinda giderayak bir hüzün var her bir ağacın. Suları çekilmiş yapraklarda istemsizliğin rengi, şafağını bekliyor. Ve mahmur bir uykuyla: “şifa olamayacaksan, sataşma” diyor insan kılıklı olana. Hakli tabi...

Yutkunuyorum, kıpırdamadan üstelik. Patikadaki adımlarımdan irkiliyor her dal, her yaprak. Bir isyan püskürtüyor suratıma. Fırtına da, ha koptu, ha kopacak sanki. Bir gerinme içinde, içine düştüğüm orman ve ağaçlar, ama kendi diliyle fısıldıyorlar hayata. Ben ki, onları çok sevmişim bu güne dek, ama bunu sözcüklerle anlatamam ki onlara.
.
Neden ayak uçlarıma dökülen yapraklar, ölümün acımasızlığını saklıyor damarlarında, neden?
Bu gizemden; ruhum ürperiyor ve ben, suspus yaşamın aylaklığından kaşmak, kaybolmak istiyorum. Ama nereye?

Şimdi ben, yalnızlığın karaköküne, somut bir öznellik mi mozaiklemiş oldum, hani refleksleri alacalı olan?
Hayır hayır, bu bir aldanış olmalı!

Biliyorum: anlamadı ve anlayamayacak beni hiç bir tümce. Kifayetsizlik nasıl anlatılır ki? Tıpkı benim kelimelerin sırrını çözememem gibi; bir çocuk gibi elinden tutar gibi, kompozisyon otağına oturtamamam gibi. İşte bu paradoks, kaçınılmazlığın dikiş izlerinı taşıyor alfabemin atlasında.

Artık ben bu noktadan sonra, distopyanın suretini çok iyi tanıyor olacağım, emin ol, dünya! Hem kim bilebilir, bikes bir alfabenin boğazında çoğalan çözümsüz düğümlerin kederini?

Evet, sanırım anladım sonunda: ne yapsam, ne etsem de, turkuaz bakamayacak dilimin fonetiği; ne denizlerin şamatasına, ne de gökyüzünün umarsız sonsuzluğuna.



H. Korkmaz
Ekim 2025 Sthlm

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kompozisyon otağı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kompozisyon otağı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kompozisyon Otağı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
Volkan70
Volkan70, @volkan70
13.11.2025 03:30:35
İDünyalı olmalı kalp atışlarım.
Küresel dolaşmalı kanım.
Bir arteri Ruanda’ya uzanmalı,
Biri Myanmar’da dolaşmalı,
Biri Gazze’de açlığı sınamalı,
Biri Yokkmokk’da, renler arasında üşümemeyi öğrenmeli mesela."
Devam la//
Bir Dersimli olmalı ağıt yakan, sesi soluğu kesilmiş..
Bir Pontuslu olmalı..
Bir Erivan lı olmalı..
Bir Kievli olmalı..
Bir Somalili..
Kongolu...Afrikalı olmalı mesela..kara kara elmas üreten..
Bir Bosnalı..Kosovalı...Üsküplü..
Bir Yemenli olmalı..yürekli..başeğmez...
Bir kadın olmalı mesela.. Lilith çe.. Kybele ce...Hypata ca.. Kleopatraca..Nilgünce..mesela..
Velhasıl bir öteki olmalı..LGBT++++++Çingene, Rum; Ermeni, Alevi, Anarşist, Areist, Vegan..
...
Esenlikle hep
andelip
andelip, @andelip
15.10.2025 23:52:46
Yazının başında kullandığınız B.B. King, blues gitarı, müziğin yaşayan kalplerinden biridir. Onun gitarı, hüzün, aşk, kayıp ve insanın ruhsal acısıyla özdeşleşmiştir.
Blues’un özü; acıyı anlatmak değil, acıyı müziğe dönüştürerek insan kalbine dokunmaktır.
Dolayısıyla “B.B. King’in gitarı” dendiğinde, aslında kast edilen şey şudur:
“Ruhun içindeki hüzün, bir müzik tınısıyla yankılanıyor; acı, estetiğe dönüşüyor.”

Bu yüzden metinde deniyor ya:
“İniltisi, tarumar ediyor duygularımı. Bir bakıma, büsbütün insan olduğumu anımsatıyor bana.”

Burada “inilti” hem gitarın sesine hem de insanın ruhi sızısına işaret ediyor.
Yani gitar, bir tür “ruhun aynası” hâline geliyor.

ve yazının kalbi olan ifadeler

Bu parmaklıkların arasından sıyırmalıyım yüreğimi.
Dünyalı olmalı kalp atışlarım.
Küresel dolaşmalı kanım.
Bir arteri Ruanda’ya uzanmalı,
Biri Myanmar’da dolaşmalı,
Biri Gazze’de açlığı sınamalı,
ne güzel ifadeler.

Harika bir kompozisyon olmuş kıymetli dost..
tebrik ediyorum..
elif.kurt
elif.kurt, @elif-kurt
15.10.2025 23:38:04
Hem kişisel dertlerimiz, hem dünya sorunları hem ülke sorunları, vicdanı olan her insanı düşündürüp yoruyor.

Çözüm yok, sorun çok, izleyici olmak ise fazlası ile can yakıcı,

Kompozisyon otağının sultanı tebrik ediyorum, güzel anlatım ve gün güzelliği için , yüreğine sağlık,kucak dolusu sevgiler💐💫
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
15.10.2025 23:08:45
Mevsim geçişlerinin, ay ve yıldız hareketlerinin insan karakterindeki değişimlere, etkilerine inananlardanım, tam bir Sonbahar sultanı olmuş yazınız, tebrikler
sevgiler
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn, @sulecannn
15.10.2025 22:12:16
Sarı bir yaprak getirdim bugün eve. Kitap ayracı olabilir ya da yaprak baskısı yapılabilir suluboya tekniğiyle.

Bazen hayata otomatik kodlarla bakıyoruz ve bu beni tedirgin ediyor.

7 yaşında ölen ve yüzünü hiç hatırlamadığım ablam mesela. Şimdi nerede ne yapıyor? Bilmemek mi kötü bildiğini sanmak mı hiç bilmiyorum? Dünyada cennet de var cehennem de ama insanlar kaosu, baskıyla yönetmeyi seviyor. Cehennemi kesin olarak gözlemliyoruz.
Bakışında bir şey yok belki tüya ya da büsbütün karamsarlık var. O denizler gök ve yeryüzü parsel parsel bölünmüş. Bizim hangi renkte baktığımızı bile önemsemiyor bölücüler. İçindeki rengarenkliği, ve güzel bakmaya duyduğun özlemi selamlıyorum sevgili Tüya. Ben ayaklarına takılan güz yapraklarından aldım ilhamımı bu yorumu yazarken. Seni bilmiyorum.🤭👏🏻🌾🌺💙🏆👌🏻
Jüli d.
Jüli d., @efemera
15.10.2025 20:24:32
Bu, günün güzeller güzeli yazısınınilk yarısının içine taşınıp ölene kadar yaşasak ya.

Gülümseyen kalbin var olsun. Sevgiler Tüya
Gule
Gule, @gule
15.10.2025 10:44:24
Bu sonbaharın hüzünlü soğuk havasını belki blues'la dağıtıp ısınalım ya da herhangi bir müzikle...Aslına bakarsan dünyanın derdini, tasasını da, beynin sisli bulutlarını da en iyi savuşturan yine müzik ve kitaplardır. Kısaca edebiyat ve sanatın her dalı şefkatli yastık tüyü gibidir, usul usul kıvrılır uzanırsın sonra kucağına...

Bu aylarda iç karartıcı şeyler daha bi su yüzüne çıkıyor, daha bi belirginleşiyor, hüzün ve yalnızlık da kasvetli varlığını daha bi hissettiriyor bu sonbaharda...

Çok içsel, duygusal öykünürken yine hayatı ve insanı sorgulamayı da ihmãl etmemiş, bozuk terazinin ağır tarafına yine yüklenip kafa tutmuşsun.

Başlığı da dokunaklı yazın gibi çok beğendim.
Tebrikler canım Tüya'm, çokça sevgi ve selamlar.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
15.10.2025 10:30:28
çalışmanızı kutluyorum başarılar diliyorum
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
15.10.2025 04:31:28
Bu Dünyanın yalan oluşu.
Kalıcılıktan sınıfta kalışı.
Değer oluşturmak, bütün mesele...

İnsan kendini tekrar etmek ister.
"Neresinde yanıldık biz bu yaşamın?"
Soldan sağa acıyı çoğaltarak?

Ama tümüyle bizi çekiyor bu kompozisyon.
Çok saygımla Üstadım
/ yüRekTen
/ yüRekTen, @-yurekten
15.10.2025 01:08:16

belki de biz hiç bitmeyecek bir tercümenin tutsağıyızdır da kendi dilimizden kendi dilimize çevirmeye çalışıyoruzdur kendimizi. her seferinde bir şeyler kaybolup gidiyordur aradan ve bir şeyler eksilip kalıyordur geriye.

ama şundan eminim ki yazdığımız sürece varız. sussak buharlaşıp gideceğiz.

hilsen fra İstanbul kjære venn♡

C.Mıhcı
C.Mıhcı, @c-mihci
14.10.2025 23:27:27
Bu tabi tamamen insani bir duruş,sesleniş,bunu hep,gecenin kör karanlığında,Bank yalnızlığı olarak ifade etmeye çalışırım,parçalarını oluşturan ağaç,vidalar,demirden ayaklar,bütünü yakın bir gözle görüyoruz,günü devirdiğimiz hallerimiz gibi.
Çok güzel bir deneme yazısı hocam ,

Sevgiyle kal🌺
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL