1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
271
Okunma
...KEZBAN (EV HANIMI, HAMARAT KADIN)
... Yakın zamanda anamı sakladık.(Trakya’da defin işlemine "saklamak" deniyor)
….Onaltı yaşında evlendirilmiş, on yedi yaşında ilk çocuğunu (ağabeyimi) kucagına almış, okula gönderilmemiş, hacı babası, mevlütlerde Kur’an okuyan, camide imamın olmadığı zamanlarda namaz kıldıran dedem,
kendisine namaz dualarını bile öğretmeye zaman bulamamış. O kadar zeki bir insandı ki anam, tüm namaz dualarını benden çok kısa sürede öğrenmişti. Fırsat bulsa çok başarılı bir eğitim hayatı olacağı muhakkak. Demem o ki ülkemizin kezbanları sadece Doğu illerinde yaşamıyor, Ak Deniz bölgesi, Ege bölgesi, çok gelişmiş görülen Marmara bölgesinde yani Edirne’nin kırsalında da çok sayıda vardı zamanında. Sayıları günden güne azalıyor, bir devir kapanıyor.
... Babalarımızın damızlık, analarımızın adeta kuluçka makinası gibi görüldüğü (devletin nüfuslanma politikası çerçevesinde) dönemlerde bu ülkeye, biri vefat etmiş (üç yaşında) dördü sağ beş çocuk vermiş, evinden, çocuklarından başka bir şey bilmeyen, yalanı, dolanı, dedikodusu olmayan bir Kezban geçti bu dünyadan. Kuru soğan ve bulgurdan "soğan aşı", bir panca undan "kara bulamaç" yapan, tek sağılır inekten sofraları donatan, her gün kısıtlı imkanlarla on horantayı doyuran hamarat, eli lezzetli ve bereketli Kezban. Çamaşır ve bulaşık makinesi gibi hayatımızı kolaylaştıran aletlerin olmadığı, herşeyin elle yıkandığı dönemlerde tırnakları sudan deforma olmuş, çapa kazmaktan ve tokaçla çamaşır dövmekten avuçları nasır tutmuş o mübarek elli Kezban... Çeşit çeşit urbaların alınamadığı ama çocuklarının da bayrama boynu bükük girmemesi için sabaha kadar uyumadan hırkalarını ören, gözleri şişmiş ve kan çanağına dönmüş çakır gözlü Kezban... Biçerdöverin olmadığı dönemlerde gündüzleri orak sallayan, zaman kaybı olmasın diye geceleri çoluk çocuk buğday tarlasında yatan, atların çektiği düvenlerle harmanlar kuran, rüzgarda yaba ile tınaz savuran, en zor erkek işlerini bile yapan, saçı süpürge Kezban geçti bu dünyadan.
... Bizler için her ölüm erken, ancak takdiri ilahi biz insanların duygularına göre işlemiyor. Aslında ölen sadece Kezbanlar değil, farkında bile olmadıkları fedakarlık yarışının cefakar anlarının yaşadığı dönem sona eriyor. Kezbanların, bütün bunların yanında ataerkil aile yapısı içinde bir de kaynana ve kaynatanın hizmetlerini görmek gibi asli görevleri de vardı. Oysa günümüzde kentleşme ile birlikte değişen değer yargıları ve aile dokusu içinde Kezbanlar artık olmayacak. Bundan böyle tatlı bir anı olarak hafızalarımızda yaşayacaklar. Başta anam olmak üzere melek olmuş Kezbanlara Allah rahmet eylesin, hayatta olanlara da hayırlı ömürler diliyorum...
5.0
100% (2)