1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
241
Okunma
Bir selam verilir. Bir nefeslik boşluk sunulur. Oysa o boşluk, ne garip bir yanılgıyla göğüse takılan bir nişan sanılır hemen.
Duygusal iklimi daima ilkbahar kalanlar vardır. Nezaket ve kişisel alanın gölgesiz çeperini görmezden gelenler... Onlar için her nezaket kırıntısı, kendilerine yazılmış, bitimsiz bir mektup zannı taşır.
Bunun yarattığı karmaşa, hız kesmeyen, kör bir akıntı gibi, daima dibi bulmaya mahkûm bir dengesizliktir.
İkaz lambaları yandığında; sözün paslı çitleri aralarına gerilir. O an karşıya dökülen sadece sıfır iki yaş sendromları olur. Dur kelimesinin telaffuzunu bilmeyen, limiti olmayan bu yorgunluk... İşte bu, bir deliliktarifidir.
İnsan ruhunun bu kadar ucuz bir pazar yeri oluşuna bakılır. Kalbi, yontulmamış bir taş kadar kolay edinilmiş duygularla dolduranlar vardır. O hisler, ruhun duvarlarında bir yankı bulmaz.
Unutulmasın ki;
Zira ucuz yüreğin pazarından geçilmez. O coşkun, sınır bilmez duygular, ruhun derinliklerinde boş bir uğultudan ibarettir. Kimse ucuz yüreği yemeye meyil etmez.
5.0
100% (1)