Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ŞuLeCannn
ŞuLeCannn
VİP ÜYE

Vakit Nakite Çalarken

Yorum

Vakit Nakite Çalarken

( 3 kişi )

3

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

210

Okunma

Vakit Nakite Çalarken

Vakit Nakite Çalarken


Geniş zamanlara yayılmış hayalleri vardı. Ne kadar da sıcaktı tavırları. O gün son kez görmüştüm onu, babamı ziyaret etmek için gittiğim mezarlığın çıkışında... Kulaklarımı tırmalayan işte o ses; ölümün soğuk sesiydi. Neden bu sese eşlik eden hep güz mevsiminin sarı yapraklarıyla, kuş sesleri oluyordu. Oysa ne kadar çok istedim kendimle konuşmayı, doğrulup yattığım yerden. Bekle! diyordu sanki topraktan gelen ses. Beklemeden doğmamıştı ya hiçbir zaman güneş. O da bekleyecekti öyle beni, o gün daha iyi anladım... Hatta unutup beni bekleyen dost toprağımı, birden sohbete daldım...

Son günlerde uyuyamıyorum diyordu genç arkadaşım ve ekliyordu. Sürekli aynı sesi duyuyorum, göz kapaklarımı her yumuşumda. Israr etmek istemedim o sesin ne söylediğini öğrenmek için. O da ısrar etmemi beklemiyor gibiydi zaten... Birlikte çay içmeyi teklif ettim ona, ölümün soğuk ses(sizliğ)ini de alıp köşe başındaki kafeye gittik üçümüz. Birer bardak çay istedik içeri girince, birisi çok açık... Gizemli şeyler düşünüp konuşmamak için söz verdik gözlerimizle birbirimize. Neden bir türlü huzur vermiyordu şu ölüm düşüncesi, demlenmek isterken kafenin daracık balkonunda? Dar mekanlardan, geniş mekanlara nasıl geçilebilirdi acaba?

...

Kendimi unutuyordum çay içerken. Çay içmeyi çok seviyordum evet ama nedeni bu olamazdı... Düşünceler beynimi tırmalamaya devam ediyordu, sorular ise cevap bekliyordu. Toprakta yatan ben değilsem, neden çok sevdiğim genç dostum benimle konuşmuştu mezarlıkta? Beni görebildiğine hala inanamıyorum. Oysa kimseye çaktırmadan her ikindi vaktinde çay içmeye gelirim bu kafeye. Yoksa ben hala toprağın beklediği miyim?

Lisede öğretmenim ’yaşarken ölmek’ diye ifade ederdi bu durumu... Kendi kendimle konuşarak geçirdiğim bir ömrün en dar balkonunda ölümümü izliyorum. İkinci çay yudumlanıyor görebiliyorum ama üçüncüye kesinlikle dokunulmamış. Soğuk bir ölüme sıcak bir çay ne kadar da iyi gelecekti oysa...

Ertesi günü kafeye gitmedim ama mezarlığın etrafında dolaştım yine. Neden sonra birkaç kadının mezarlığın çıkışında toplanmış oturduklarını fark ettim... Yüzler ve sesler tanıdıktı, bu defa ölümün soğuk sesinden uzak. Keşfedilmemiş bir soğukluktu bu. Bilinmeyen bir yemeği tatmak gibi... Öyle çekimser, öyle kopuk, öyle tanımsızdı içimdeki ölüm duygusu...

Dün sizden sonra nakit zamanlardan lafladık o genç arkadaşla. Yapmak istediklerini, hayallerini anlatıp durdu nefessiz... Vakit, kazaya bırakılamayacak kadar peşin ve değerli dedim ona, vakti kazaya bırakma! Ama dediğim gibi, bir daha görmedim onu o günden sonra...

Biraz daha yaklaşınca mezarlığın çıkışına gelenlerin annem ve kardeşlerim olduğunu gördüm... Onlar da babamı ziyaret etmek için gelmiş olmalılar. Babam iyi adamdı, vakti nakit ödemeyi severdi. Çalkantılı zamanlardan geçmiş o da ilk önce, bütün babalar gibi. Maddi manevi zorluklar çekmiş öyle ki... Neyse ki toprak sakin, toprak sessiz, bazen beni ürkütmek yerine dinlendiriyor bu sessizlik.

...

Canım bugün kafeye gitmek istemiyor ve gelecek yoruyor içimdeki zamansızlığı. Gitsem biliyorum, yine oğlum olacak kafede. Ben konuşsam da beni duymayacak. Ona bir daha gelmemesini söyledim en sonki rüyasında. Artık beni değil kendisini düşünmesini salık verdim, vakit nakite çalarken.

Gün bitti burada, bir daha güneşe çalar mı akşam bilmiyorum. Bugünlerde sadece mezarlıktaki çiçekleri sulamak için dolaşıyorum etrafta. Oysa aynı anda bir sürü iş yapmayı severdim bir zamanlar. Bir de mezarlık kitabelerine ufak notlar karalıyorum, küçük ç/akıl taşlarıyla. Sanırım ilk yazım gibi biraz karmaşık son yazım da...

Alın yazımız anlatsın, biz anlatmadan ayrılığı
Birleşen yollardan kalan mutlu zamanları
Beklemeyin beni sevdiklerim, burada güneş b/aşka doğar
Biter her şey, her şey yeniden başlar
Hiç durmadan vakit nakde çalar

ŞuLeCan
27 Ekim 2013

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Vakit nakite Çalarken Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Vakit nakite Çalarken yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Vakit Nakite Çalarken yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Noah
Noah, @noah
29.9.2025 23:26:45
5 puan verdi
Küçücük su göllerinde kağıttan gemiler yüzdürdük çocuk sevinçlerimiz ile. İçinde kocaman umutlar besledik büyük adamlar olunca gitmek için. En çok evet en çok sevgilerimizi taşıttık sevgiliye giden yolda. Varamadığımız sevdaların masallarını yükledik yükü ağır gelse de geçiyordu işte o kağıttan umutlar karşı kıyıya... Adımız çocuk oluyordu yaşadıklarımız masumane aşk...

İnsan yüreği toprağa benzer..
Acılarda bıçağa...
Bir insan ne kadar mutluysa ...
Yüreği de o kadar yumuşak olur...
Ve bıçak ....sert toprağa saplanmaz.
Etkili Yorum
Çağdaş Durmaz
Çağdaş Durmaz, @cagdasdurmaz
29.9.2025 23:16:47
5 puan verdi
Soğuk bir ölüme sıcak bir çay ne kadar da iyi gelecekti oysa...
Bu cümle bile tek başına bir kitap gibi
Çok çok güzel bir yazı hayata dair ve ne kadar içimizde kalan yaşam umudunu işlemiş satırlara...İmgeler kusursuz ve bir o kadar da sade bir dille dokundunuz yüreklere.
Kaleminiz daim olsun
Etkili Yorum
M.Y.
M.Y., @m-y
29.9.2025 22:59:32
Güzel yazıyorsunuz. Bu kez neresinden tutayım:
"vakti kazaya bırakma!"
Gelecekle ilgili hayal kur, olsun diye değil, şu vakitte seni mutlu etsin diye.
Saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL